“Tarih öncesi köpekler havlıyordu...” diyordu Cemal Süreya. Ne demek istiyordu bu sözlerle... Ne anlama geliyordu... Çocuk Cemal olarak, tüfekli askerlerin nezaretinde gerçekleşen bir sürgüne tanıklık yaptığını yıllar sonra hatırlayacaktı... Ve o günleri uzun dizelerle bitirecekti: “Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar, Tarih öncesi köpekler havlıyordu, aklımdan hiç çıkmaz o yolculuk, o havlamalar, polisler...” Dersim’i ne kadar biliyoruz... ‘38’den mi, Alevililikten mi, Acılarından mı, yürek burkan ezgilerinden mi... Muhalif duruşlarından mı, Dağlarından mı, Munzur’un suyundan mı, Dersimlinin huyundan mı... Gerçekten acısıyla, sevinciyle ne kadar biliyoruz... Elinizdeki çalışma bir Dersim tarihi niteliğindedir. ‘38 öncesiyle bağlantılı hareketle günümüze dek gelen bir anlatının masalsı, destansı dile dökülmüş hali; tarihî bir roman... Karıncanın Boğmadığı, hüzünlü ama gerçek, acı ama sahici bir tarihin en ince noktasına yapılmış bir dokunuştur... Bilirsek yabancılaşmayız. Tanırsak yanyana durabiliriz. Herşey acının rengini bilmekten geçiyordu... Ama bu coğrafyada acının rengi yok... Herkes, hepimiz aynı yerden kanıyoruz... Gerçeklerimizle yüzleşmek için... Komşumuzun, kardeşimizin acılarına dokunabilmek için “Bir Dersim Masalı” anlatacağız size...
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
okumaya değer güzel bir kitap..gece kelebeği serisini de okursanız ruhunuzun sarsıldığını hissedeceksiniz..