Yolunu değiştirmek, sınırların dışına çıkmak, eve farklı yollardan dönmek, kısacası kaybolmak keşfetme imkanı sunar. Rebecca Solnit edebiyatta, sinemada, haritalarda, doğada, renklerde, resimde, fotoğrafta, şarkılarda, yollarda ve hatıralarında dolanıyor. Kişisel tarihini büyü hikayelerle ilişkilendirirken ailesinin göçmen coğrafyasında kayboluyor; kaplumbağalarla, vaşaklarla, yılanlarla göz göze geliyor; papazlarla, punkçılarla karşılaşıyor; dağlarla, çöllerle yüzleşiyor, Hitchcock’un Vertigo filminden, Keats’in şiirinden, Woolf’un günlüklerinden, Dinesen’in hikayelerinden, Yves Klein’ın mavisinden, Benjamin’in denemelerinden izleri takip ediyor. “O halde soru, nasıl kaybolunacağı. Hiç kaybolmamak, aslında yaşamamaktır ; nasıl kaybolunacağını bilmemek sizi felakete sürükler… Önemli olan bütün dünyayı kaybetmek, onun içinde kaybolmak ve bütün bu aşamalardan ruhunu bulmaktır.”
Kaybolmak nedir? sorusu düşünsel anlamda irdelenmiş. Bu irdeleme ise çoğunlukla otobiyografik hissettiren, deneme tadında öykülerle sağlanmış. Oldukça başarılı, öneririm.
Bir kaybolma sözlüğü desek fena olmaz. Varoluştan ölüme kadar her bir hikaye sizi içine çekecektir. Yazarın dili ve üslubunu beğeneceğiniz güzel bir kitap…
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
tahminimden farklı bir kitap. sıkıcı geldi biraz
Kaybolmak nedir? sorusu düşünsel anlamda irdelenmiş. Bu irdeleme ise çoğunlukla otobiyografik hissettiren, deneme tadında öykülerle sağlanmış. Oldukça başarılı, öneririm.
Bir kaybolma sözlüğü desek fena olmaz. Varoluştan ölüme kadar her bir hikaye sizi içine çekecektir. Yazarın dili ve üslubunu beğeneceğiniz güzel bir kitap…