"O ana kadar mavi deftere yazmak bana zevkten başk abir şey vermemişti, gitgide yoğunlaşan, çılgınca bir doyum duygusu. Sözcükler kafamdan sanki biri onları bana yazdırıyormuş gibi çıkmıştı; düşlerin, karabasanların ve özgür düşüncelerin billur diliyel konuşan bir sesin söylediği cümleleri kopya eder gibiydim. Ama 20 Eylül sabahı, yani söz konusu günden iki gün sonra o ses ansızın susuverdi. Defterimi açtım, önümdeki sayfaya baktığımda kaybolduğumu fark ettim, ne yaptığımı artık bilemiyordum. Bowen'i o odaya sokmuştum. Kapıyı kilitleyip ışığı söndürmüştüm; şimdiyse onu oradan nasıl çıkaracağımı hiç mi hiç bilemiyordum."Otuz dört yaşındaki romancı Sidney Orr, kendisini ölümün kıyısına götüren ve aylarca süren bir hastalığın ardından yavaş yavaş hayata dönmektedir. 1982'nin bir Eylül günü New York'un Brooklyn semtindeki küçük bir kırtasiyeciden edindiği mavi ciltli bir defter tam dokuz gün boyunca Sidney'i büyüsü altına alacak, genç adam, evliliğini yıkmakla gerçeğe duyduğu güveni sarsmakla tehdit eden şaşırtıcı olaylar ve rastlantılarla, ürkütücü önsezilerle dolu bir dünyaya sıkışıp kalacaktır.
Paul Auster’in diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabın ana kurgusu yine rastlantılar üzerine ve kitap içinde kitaplar var.Nick’in öyküsünü yarım bırakmış olması eksiklik duygusu yaratıyor.
İÇ İÇE geçmiş birkaç konu var gibi ama sonunda hepsi birbirine bağlanan olaylar zinciri ve kehanet derecesinde gerçek hayatta yaşanan kesişmeler. bence hem akıcı hem uslubu güzel hem de sıkılmadan okuyacağınız bir kitap.
Dikkatle ve ara verilmeden okunması gereken bir kitap. Hikaye içinde hikaye olay içinde olay var. Keşke Bowen’in hikayesinin sonu gelebilseydi diye içimden geçirdim kitap bittiğinde.
Hikaye içinde hikaye, olay içinde olay. Biri bu kadar üretebiliyorsa neden yazmayı bıraksın ki. Eğer yazar ilk kez okunacaksa ilk kitap olarak tercih edilebilir.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Çok fazla önem verilecek Auster olmamalı diyorum.
Paul Auster’in diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabın ana kurgusu yine rastlantılar üzerine ve kitap içinde kitaplar var.Nick’in öyküsünü yarım bırakmış olması eksiklik duygusu yaratıyor.
İÇ İÇE geçmiş birkaç konu var gibi ama sonunda hepsi birbirine bağlanan olaylar zinciri ve kehanet derecesinde gerçek hayatta yaşanan kesişmeler. bence hem akıcı hem uslubu güzel hem de sıkılmadan okuyacağınız bir kitap.
Dikkatle ve ara verilmeden okunması gereken bir kitap. Hikaye içinde hikaye olay içinde olay var. Keşke Bowen’in hikayesinin sonu gelebilseydi diye içimden geçirdim kitap bittiğinde.
Hikaye içinde hikaye, olay içinde olay. Biri bu kadar üretebiliyorsa neden yazmayı bıraksın ki. Eğer yazar ilk kez okunacaksa ilk kitap olarak tercih edilebilir.