“Bütün Palmyra Ovası sanki süvari kaynıyordu. Oğlumu yukarı kaldırdığımda bütün askerler kalkanlarına vurmaya başladı; yeri göğü inlettiler ve benim adımı haykırdılar: Bath Zabbai! Adım tıpkı bir şahin gibi çölün üzerinde uçtu. Bath Zabbai, bu bendim, Zenobia; ve uzun yıllar mutlu yaşadım.”Palmyra Şehir Muhafızları Komutanı Zenobios’la Bene Mattabol aşiretinden Sine Kadın’ın kızı Zenobia… Palmyra’nın en nüfuzla ailelerinden birinin çocuğudur ama o hiç umursamaz bunu; kabına sığmayan, aşk dolu bir kızdır. Kleopatra gibi olmayı, uğruna bütün erkeklerin canlarını feda ettiği, seven kadın olmayı düşleyen Zenobia, babasının sinsi planlarıyla bir anda kendini Palmyra Sarayı’nda prenses olarak bulur. Nefret ettiği bir kocası ve alışık olmadığı saray kurallarıyla boğuşur bir süre. Dostluğu Clelia’nın sıcaklığında, aşkı ise zekasıyla onu büyüleyen Longinos’ta bulur. Tahta çıkar ve gün geçtikçe güçlenir; yeri geldiğinde elini kana bulamaktan da çekinmez. Roma’ya bile kafa tutan bu kadın, güzelliğinden ziyade zekasıyla pek çok erkeği dize getirir.