Mademki doğal, kutsal ve insanî bütün kanunlar, -kimseye zararı dokunmayan, yumuşak ve uysal yerli pasifik halkına karşı işlenen- bu eylemleri yasaklar, kınar ve lanetler; susarsam zorbaların yok ettiği vücut ve ruhlardan sorumlu olurum. Bu yüzden olaylardan birkaçını yazmaya karar verdim… Piskopos Bartolomé de Las Casas, birazdan anlatacaklarını neden yazması gerektiğini ve yapılanlardan doğan sorumluğu böyle açıklıyor, İspanya Prensi Den Felipe’e. Soykırım ve kölelik. 1492’de karaya yanaştıkları andan itibaren yapacaklarını planlamaya başlayan Kolomb’un ikinci seferinde, Yeni Dünya’ya inancın -Hristiyan- taşıdığı barışı, huzuru ve medeniyeti götüreceklerine inanan Bartolomé de bulunuyordu. İlk İspanyol kolonyalistler, doğal kaynak ve zenginliklere nasıl sahip olacaklarını düşünürlerken yerli halkın yaşam şeklini, inançlarını ve savaş güçlerini incelemiş; yumuşak huylu, kötülük bilmeyen, çalmayan, öldürmeyen, eli açık, dürüst olarak tanımladıkları bu insanların iyi hizmetkâr olacaklarına karar vermiş ve bu amaç için çalışmalara başlamışlardı. Amerika’nın keşfinden sonra kıtada yaşanan vahşi değişimi görmek, medeniyetin(!) inşa yöntemlerini anlamak, Hollywood anlatıları dışındaki gerçek olayları okumak için Bartolomé de Las Casas’ın anıları ve tanıklığı Kızılderililer Nasıl Yok Edildi’de.
Kitapta Colomb’un Amerikayı keşfetmesi ile başlayan, Amerikalı yerlilerin ( kızıl derililer) katledilmesi olaylarına bizzat şahit olan bir papazin anlattıkları yazıyor. Kızıl derililere İspanyollarin yapmış olduğu katliamlar okurken tüyleri diken diken edecek cinsten. İnsan oğlunun bu kadar acımasız olmasına rağmen bu dünyanın hala dönüyor olması şaşırtıcı. Tarih kitaplarında bahsedilmeyen büyük bir katliam anlatılıyor.
Biraz tekrara düşmesi haricinde yaşanan olayları bizzat gören ve olayları anlatırken bizzat tanıklık ettiğini sürekli vurgulayan bir papaz Bartolome de Las Casas. Kolomb’un yüceltilmemesi gerektiğini, Amerikan ders kitaplarında bir halk kahramanı olarak tanıtılmasının yanlış olduğunu, aksine vahşeti başlatan kişinin bizzat o olduğunu ve diğer kaşiflerin gerçek yüzünü ortaya koyan bir çalışma.
Milyonlarca kızılderilinin, Amerika kıtasının işgali sırasında iyi niyetleri suistimal edilerek barbarlarca katledilmesini konu ediniyor. Biraz tekrara düşüyor gibi olsa da gerçekleri konu ediniyor. Muhakkak alınıp okunmalı.
Kötülük nedir bilmeyen insanlara yapılan insanlık dışı muameleyi tarafsız bir gözle anlatan bu kitap dünyanın en büyük ve korkunç soykırımını Batı’nın yaptığını gözler önüne seriyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Güzel kitap ama beklediğim kadar değildi.
Kitapta Colomb’un Amerikayı keşfetmesi ile başlayan, Amerikalı yerlilerin ( kızıl derililer) katledilmesi olaylarına bizzat şahit olan bir papazin anlattıkları yazıyor. Kızıl derililere İspanyollarin yapmış olduğu katliamlar okurken tüyleri diken diken edecek cinsten. İnsan oğlunun bu kadar acımasız olmasına rağmen bu dünyanın hala dönüyor olması şaşırtıcı. Tarih kitaplarında bahsedilmeyen büyük bir katliam anlatılıyor.
Biraz tekrara düşmesi haricinde yaşanan olayları bizzat gören ve olayları anlatırken bizzat tanıklık ettiğini sürekli vurgulayan bir papaz Bartolome de Las Casas. Kolomb’un yüceltilmemesi gerektiğini, Amerikan ders kitaplarında bir halk kahramanı olarak tanıtılmasının yanlış olduğunu, aksine vahşeti başlatan kişinin bizzat o olduğunu ve diğer kaşiflerin gerçek yüzünü ortaya koyan bir çalışma.
Milyonlarca kızılderilinin, Amerika kıtasının işgali sırasında iyi niyetleri suistimal edilerek barbarlarca katledilmesini konu ediniyor. Biraz tekrara düşüyor gibi olsa da gerçekleri konu ediniyor. Muhakkak alınıp okunmalı.
Kötülük nedir bilmeyen insanlara yapılan insanlık dışı muameleyi tarafsız bir gözle anlatan bu kitap dünyanın en büyük ve korkunç soykırımını Batı’nın yaptığını gözler önüne seriyor.