Hz.Mevlâna’nın Konya’yı düşünce dünyasına mekân olarak seçmesi, sâdece Selçuklu Sultanı’nın dâveti olarak izâh edilebilmez. Hâdise bu kadar sâde değildir. Hz. Yesevî mektebinden feyz ve vazife almış birçok Horasan Erinin, Alperenin hâtırasında Konya, “Diyar-ı enbiyâ vü âsfiyâ” olarak, hayret ve hayranlık hânesinde kayıtlıdır.“Gel ve dergâhımı ziyaret etAşkın nuru buradan yayılırSemerkand’a ve Buhara’ya,Buradan Konya’dan, bir an..” Hakikatte yok olmanın en üst mertebelerine yükselmiş bir ulunun, Hz. Mevlâna’nın bu terennümü hikmetlerle de doludur. Hz. Mevlâna ile Konya, hemdem olduklarından bu yana hep birlikte anıldılar. Biri bülbül iken diğeri ona Gülistan oldu. Biri aşktan, hasretten yanıp kavrulurken, diğeri ona “gâh vâhâ, gâhi sahrâ” oldu. Birbirlerinin sırrını hep aziz bildiler ve hiç ayrılmalıdır.* * *Kitap, Selçuklu’nun pâyitahtı bu olağanüstü şehrin yirminci asrından ilginç hatırlamalar, hâtıralar sunmaktadır. Kurgu olmadığı için belge değeri de taşıyan bu kısa ve renkli notları keyifle okuyacağınızı umuyoruz.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)