Binlerce yıllık bir efsane..Herkesin peşinde olduğu bir güç ve tılsım: Kral Davud'un Yıldızı..Efsaneye göre gizmeli bir anahtar tarafından korunan Kral Davud'un hazinesi ve bu hazineye ulaşmak için verilen amansız mücadelelerde yitirilen hayatlar...Efsanenin peşinde efsaneyle yaşayanlar..efsaneleşenler..Gerçekle masal olanın iç içe geçtiği, çölün uçsuz bucaksız kumlarından Toroslar'a kadar uzanan bir yolculuk..Binlerce yıldır ulaşılmayı bekleyen, fakat amacı sadece maddi zenginliği bulmak, olan kendini bulanı tüketen gizemli bir güç: Kral Davud'un Hazinesi. Kişinin kendi özgürlüğü olan bir hazineye sahip olmanın bedeli ise gerçek hazinenin yitirilmesi: Esaret ve ölüm...Tüm dünyaya hükmedecek bir tılsımı barındıran hazinenin peşinde yaşanan avcıyı ava dönüştüren bir efsanenin öyküsünü anlatan Kral Davud'un Yıldızı, peşine düşen tüm avcıları avlayan bir avcının yani Kral Davud'un Yıldızı'nın hikayesini anlatıyor.
Öncelikle buna yorum yazan örümcekadama yüzdeyüz katılıyorum çok güzel seçilen konu bir anda nasıl batırabilir onu bize göstermiş oldu yazar…Sanırım roman yazarlığında çok acemi konu öyle güzel ki onu zenginleştirelebilir bide bu kitaptan çok güzel bir son beklerken berbat bir son görüyorsunuz…bu konuyu ben alsam daha güzel yazardım okuyucu içeriğine çekmiyor…ben başladığım kitapları bitirme gibi bir huyum vaar bunu bitirken işkence çektim…bununla beraber bir kaç kitap bitirdim…biraz daha araştırma yapılabilir ve düzgün bir kahraman yazabilirdi…bence hiç okumayn
Öncelikle şunu söylemek gerekirki yazar gerçekten güzel bir konu yakalamış. Bu açıtan kitap çok güzel gibi görünüyor. Ancak, yazar hikayeyi anlatırken o kadar fazla tekrar ettiği şeyler varki… örenğin “avcı gün gelir av olur en az 15-20 sefer, düz ova kaçanlara kapandır en az 20-25 sefer, vay anam vay en az 30 kere, vs.vs.” ayrıca karşılıklı dialoğlarda buluna insanlar sürekli konuştukları cümleleri tekrar ediyorlar örneğin,” Zayneli hemen bulmalıyız.. bulmalıyız evet, adam kaçıp gitti, kaçıp gitti… yarın yola çıkmak gerekir, çıkmak gerekir…” ve sayılmayacak kadar böyle örnek var. Elli sayfa okuyorsunuz kitapta hiç bir şey olmuyor. KAhramanlar sürekli yemek yiyorlar. Sürekli aynı şeyler anlatılıyor. Zeynel biniyor ata sür Allah sür. Arada çatışmaya giriyor o kadar. Sizin anlayacağınız harika bir hikaye yazarın anlatım eksikliği yüzünden yitip gitmiş. 423 sayfa kitabın suyunu sıksanız geriye topu topu 80-100 sayfa kalır…
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Öncelikle buna yorum yazan örümcekadama yüzdeyüz katılıyorum çok güzel seçilen konu bir anda nasıl batırabilir onu bize göstermiş oldu yazar…Sanırım roman yazarlığında çok acemi konu öyle güzel ki onu zenginleştirelebilir bide bu kitaptan çok güzel bir son beklerken berbat bir son görüyorsunuz…bu konuyu ben alsam daha güzel yazardım okuyucu içeriğine çekmiyor…ben başladığım kitapları bitirme gibi bir huyum vaar bunu bitirken işkence çektim…bununla beraber bir kaç kitap bitirdim…biraz daha araştırma yapılabilir ve düzgün bir kahraman yazabilirdi…bence hiç okumayn
Öncelikle şunu söylemek gerekirki yazar gerçekten güzel bir konu yakalamış. Bu açıtan kitap çok güzel gibi görünüyor. Ancak, yazar hikayeyi anlatırken o kadar fazla tekrar ettiği şeyler varki… örenğin “avcı gün gelir av olur en az 15-20 sefer, düz ova kaçanlara kapandır en az 20-25 sefer, vay anam vay en az 30 kere, vs.vs.” ayrıca karşılıklı dialoğlarda buluna insanlar sürekli konuştukları cümleleri tekrar ediyorlar örneğin,” Zayneli hemen bulmalıyız.. bulmalıyız evet, adam kaçıp gitti, kaçıp gitti… yarın yola çıkmak gerekir, çıkmak gerekir…” ve sayılmayacak kadar böyle örnek var. Elli sayfa okuyorsunuz kitapta hiç bir şey olmuyor. KAhramanlar sürekli yemek yiyorlar. Sürekli aynı şeyler anlatılıyor. Zeynel biniyor ata sür Allah sür. Arada çatışmaya giriyor o kadar. Sizin anlayacağınız harika bir hikaye yazarın anlatım eksikliği yüzünden yitip gitmiş. 423 sayfa kitabın suyunu sıksanız geriye topu topu 80-100 sayfa kalır…