Hakem, düdüğünü çalar ve maç başlar. Bu ilk düdük "başlama vuruşu"nu haber veren işarettir. Sonrasında futbolun tüm heyecanı, stadtaki binlerden, kulağı radyoda ya da gözleri televuzyonda on binlere, milyonlara kadar yayılır. Daha sonrasında ise, futbolun bitmez tükenmez muhabbeti başlar. Futbola pek yakın olmayanların en çok yadırgadığı da budur. "Bir buçuk saatlik maçı bir ömür konuşuyorsunuz" diye şaşarlar. Haksız da sayılmazlar bir bakıma.. O sonsuz futbol sohbeti, bir başka deyimle, o doymuş futbol keyfi olmasa, hele hele eskiler gündeme getirilmes,e belki de tadı kalmaz futbolun. Hani kadın mahkemeye başvurur da... "Kocamın futboldan başka şeyi gördüğü yok. Şimdi sorsanız, ne gün evlenmiştiniz deseniz.. Onu bile hatırlamaz" diye, yarıca yakınınca... Koca, birden ayağa fırlar da... Kendini savunur. "Nasıl hatırlamam, sayın hakimim? Bizim takımın ofsayttan yediği golle filan takıma 2-1 yenildiği maçtan bir gün sonraki Pazartesi günü evlenmiştik."
Kıvanç, 1930’dan 2002’ye kadar olan dünya kupalarında radyo ve Televizyon ekranlarına yansımayan, maçtan sonra yıllarca hafızalarda kalan birbirinden güzel görüntüleri Kıvanç kitabında bizim için adeta canlandırıyor. Kıvanç’ın anlattıklarından futbol nekadar ilerlediğini (tesis, futbolcu imkanları vs.) anlayıp seviniyorsunuz, ancak eski günlerde olduğu gibi kardeşliği, yanyana maç izlenen anlara da özlem duyuyoruz.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Meraklısı için oldukça tatmin edici bir kitap. Halit Kıvanç’ın üslûbu çok akıcı. Yıllar önce okuduğum güzel bir kitaptı.
türkiye futbol ligi tarihi ile ilgili kitap var mı?
Kıvanç, 1930’dan 2002’ye kadar olan dünya kupalarında radyo ve Televizyon ekranlarına yansımayan, maçtan sonra yıllarca hafızalarda kalan birbirinden güzel görüntüleri Kıvanç kitabında bizim için adeta canlandırıyor. Kıvanç’ın anlattıklarından futbol nekadar ilerlediğini (tesis, futbolcu imkanları vs.) anlayıp seviniyorsunuz, ancak eski günlerde olduğu gibi kardeşliği, yanyana maç izlenen anlara da özlem duyuyoruz.