“Kadınlar dinamit olduklarını biliyor ve kendilerini meşrulaştıracak bir patlamanın özlemini çekiyorlar.” Laura “Lolly” Willowes, ebeveynlerini kaybedince ağabeyi Henry’nin Londra’daki evine taşınır ve orada kız kurusu “Lolly hala” olarak yaşarken deneyimlediği bir olay sebebiyle hayatını değiştirir. O dönemin bekar bir kadını için şok edici bir karar verir ve “tek başına” yaşamak için bir köye taşınır. Virginia Woolf’un “kendine ait bir oda”sının yerini burada ağaçların arasına saklanmış bir küçük ev alacaktır. Fakat Lolly’nin gerçek özgürlük arayışı burada da bitmez. Kadınların gece yarısı ormana doğru yürüdüğü ve ışıkların geç saatlere kadar yandığı bu köyde, onun giymesini bekleyen siyah bir pelerin vardır! “İngiliz romanının başarılı, yetkin örneklerle bezenmiş geleneğinden gelse de, 1920’li yıllar ortasında bu romanın yenilikçi, özgün anlatımı hoşuma gitti. Öyle romanlar vardır ki, yazılışlarından yıllar sonra da, tazelikleriyle, dirilikleriyle sizi şaşırtır, hatta kıskanırsınız.”
roman, babasının ölümünden sonra erkek kardeşiyle yaşadığı Londra’daki sıkıcı hayatından cadılarla dolu bir kasabada yaşamak için vazgeçen, üst tabakaya mensup, iyi huylu bir kız kurusu olan Laura Willowes’ın hikayesini anlatıyor.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
roman, babasının ölümünden sonra erkek kardeşiyle yaşadığı Londra’daki sıkıcı hayatından cadılarla dolu bir kasabada yaşamak için vazgeçen, üst tabakaya mensup, iyi huylu bir kız kurusu olan Laura Willowes’ın hikayesini anlatıyor.