Ma Sekerdo Kardaş? N’etmişiz Kardaş? Dersim 38 Tanıklıkları
Tanıtım Bülteni
“Geride kalanları, kadın ve çocukları yük vagonlarına tıkıp batıya sürdüler. Nereye gittikleri, dönüp dönemeyecekleri belirsizdi. Erzincan’da Karasu kenarında, Ilıç’ta Fırat kenarında beklediler. Belirsizlik içinde korku dolu günlerdi. Neticede Divriği’de iskân masaları kuruldu. İskân memurları her bir aileden artakalanları, Balıkesir, Çanakkale, Eskişehir vb. illerde bir köye verdiler. Penceresiz kara vagonlara tıkılıp gönderildiler. Vardıkları yerde ilk günler yadırgayan bakışlar ile geçti. Sonra yıllar geçti. 1947’de bir af çıktı, ‘dönebilirsiniz’ dediler. Döndüler. Yine aç kaldılar. Kolay olmadı. Yeni doğan çocuklar bu hikâyenin içine doğdular.” Dersim ’38 hakkındaki büyük suskunluk birkaç yıldır çözüldü, bu konuda epeyce yayın yapıldı. Ma Sekerdo Kardaş’ın özelliği, bu travmaya yakın gözlüğüyle bakmasıdır. Surbahan köyünün, çoğu toplu olarak Zıni Gediği’ne gömülmüş kurbanlarından artakalanların hikâyesi. Evvelleri ve ahirleriyle. İlhami Algör, “kalanların” hafızasıyla konuşuyor. 18. yüzyıldan bugüne, hayatın, ailelerin, Rus işgalinin, Ermeni komşuların, kırımın, sürgünün, dönüşün, hatırlananın ve hatırlanmak istenmeyenin hikâyesi. Hafızanın gediğine gömülenleri, arkeolog şefkatiyle, usulca kazan bir kitap.
o dönemde bu acıları yaşayan insanların hayat hikayelerini okuyorsun insan bu soruyu ister istemez kendine soruyor. Bir insan bir insana bunları hangi vicdanla yapıyor.insanoğlu nasıl böyle zalimleşiyor.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
geçmişten ders almayı keşke bu acıları yaşamadan alabilsek,
o dönemde bu acıları yaşayan insanların hayat hikayelerini okuyorsun insan bu soruyu ister istemez kendine soruyor. Bir insan bir insana bunları hangi vicdanla yapıyor.insanoğlu nasıl böyle zalimleşiyor.
bu yil en guzel arastirma kitabi
Tanıklar anlatıyor, okuyun… Yıl olmuş 3 bin. Zehirli reflekslerden arınmak gerek.