Mozart’ın yetiştiği saray müziği geleneğinde, müzisyenler en fazla bir tür zanaatkâr gibi görüldüğünden, onlardan tek beklenen saray halkını eğlendirmekti. Bu nedenle de, bugün bir dâhi olarak görülen Mozart kısa yaşamı boyunca sürekli bir iş edinmek için koşturmuştu ve bulabildiği tek iş de Salzburg’da küçük bir sarayda orgculuk olmuştu. Elias’a göre Mozart başarısız olmuştu, çünkü buna hazır olmayan bir toplumda bağımsızlığının peşinde koşuyordu. Viyana aristokrasisinin sırt çevirmesiyle işsiz ve borç batağında yaşamak zorunda kaldı. En çok istediği eserlerini besteleyemedi ve anlamsız bir hayat yaşadığına inanarak öldü. Mozart, bireysel yaratıcılık ile bunu denetim altına almaya çalışan toplumsal beğeninin karşı karşıya kalmasının trajik sonuçlarını gözler önüne seriyor.
Kendisi gibi müzisyen bir babanın oğlu olan Mozart’ın kaderi aslında belirlenmiştir. Tıpkı babası gibi saray mahiyetinde kalacak ve aristokrasinin prestijini arttıracak besteler yapacaktır. Ancak devrin müzik kalıplarının çok üzerinde bir ufka sahip olan bu dahi adam, hem bir nevi soytarılık olan saray müzisyenliğinden kurtulmak hem özgürce müziğini yapmak istemektedir. Beethoven gibi serbest müzik piyasasının henüz gelişmediği dönemde saraya rağmen hayallerinin peşinden gitmesi Mozart için çetin bir mücadele olmuştur. Doğuştan alıngan kişiliği, devrin müzik otoritelerince bir türlü takdir görmeyişi, kendini çirkin bulması ve özellikle burnunun çok kötü göründüğü takıntısı, en nihayetinde de karısında aşkının karşılığı olmadığına inancı Mozart’ı erken yaşta ölüme götürdü. Eser biyografik özellikler taşımakla birlikte, Mozart’ın yetiştiği çağa, özellikle saray çevrelerine ışık tutmaktadır.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Kendisi gibi müzisyen bir babanın oğlu olan Mozart’ın kaderi aslında belirlenmiştir. Tıpkı babası gibi saray mahiyetinde kalacak ve aristokrasinin prestijini arttıracak besteler yapacaktır. Ancak devrin müzik kalıplarının çok üzerinde bir ufka sahip olan bu dahi adam, hem bir nevi soytarılık olan saray müzisyenliğinden kurtulmak hem özgürce müziğini yapmak istemektedir. Beethoven gibi serbest müzik piyasasının henüz gelişmediği dönemde saraya rağmen hayallerinin peşinden gitmesi Mozart için çetin bir mücadele olmuştur. Doğuştan alıngan kişiliği, devrin müzik otoritelerince bir türlü takdir görmeyişi, kendini çirkin bulması ve özellikle burnunun çok kötü göründüğü takıntısı, en nihayetinde de karısında aşkının karşılığı olmadığına inancı Mozart’ı erken yaşta ölüme götürdü. Eser biyografik özellikler taşımakla birlikte, Mozart’ın yetiştiği çağa, özellikle saray çevrelerine ışık tutmaktadır.