Murakami’nin Kedisi, Beyoğlu’ndan Prag’a, pagan büyülerinden psikanalize uzanan geniş bir yelpazede, sayfalardan adeta fırlayan renkli karakterleri ve soluksuz okunan akıcılığıyla büyülü bir roman. O an kendime geldim, resmen ve fiilen Murakami’nin pek mühim kedisini çalmış bulunuyordum. Oh olsun! İçimi bir huşu kapladı, bir kedi çaldığım için kendimi böylesine iyi hissedeceğim hayatta aklıma gelmezdi. Senaryo yazarı Lal, eşi Umut’a öfkelenip ardına bakmadan evi terk etti. Kendini Beyoğlu’nda, St. Antoine Kilisesi apartmanlarında buldu. Çok sevdiği yazar Haruki Murakami’nin Pera Palas’ta yapılacak bir panel için İstanbul’da olduğunu öğrenince kulaklarına inanamadı. Otele geldiğinde kapıda bir kargaşa vardı, biricik Murakami ise suratını asmış, lobide öylece oturuyordu. Edebiyat devinin kedisi yer yarılmış, içine girmişti! Murakami’nin Kedisi, Beyoğlu’ndan Prag’a, pagan büyülerinden psikanalize uzanan geniş bir yelpazede, sayfalardan adeta fırlayan renkli karakterleri ve soluksuz okunan akıcılığıyla büyülü bir roman.
Murakamisever bir okur olarak adından ötürü alıp okuduğum bir kitap oldu. Sürükleyici hikayesiyle ciddi okumalardan kafayı kaldırıp okumak istediğinizde güzel bir ara vermenize yardımcı oluyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Murakamisever bir okur olarak adından ötürü alıp okuduğum bir kitap oldu. Sürükleyici hikayesiyle ciddi okumalardan kafayı kaldırıp okumak istediğinizde güzel bir ara vermenize yardımcı oluyor.
hikayesi sürükleyici
kısa sürede okuyup bitirdim ve kitaplığımdaki yerini aldı.
Farklı tarzda yazılmış güzel bir kitap. Severek ve merak ederek okudum
Çok farklı tarzda yazılmış bir eser.Hoşlanabilirsinizde,hoşlanmayabilirsinizde.En iyisi alıp,okuyup kara vermek…