- Az kalsın unutacaktım. Bir isteğim daha var, yapar mısınız? - Ne demek dedecim! - Yeni yurdunuzun adını ‘Ergenekon’ koyun. O da benim hatıram olsun. - Her şey senin hatıran dede… - Şunu da al evladım. Canın çektikçe yersin. - Ne var o torbada? - Mürdüm eriği. Gittiğiniz yerde yok…Genel Türk Tarihi araştırmalarının yetkin ismi Prof. Dr. Osman Karatay, akademisyen kimliğinden sıyrılarak, okuyucuları Ergenekon’dan da öncesine götürüyor. Yıllardır Türk tarihinin temas edilmekten en fazla çekinilen, en çetrefilli meseleleri hakkında kalem oynatan ve yazdığı eserler sadece tarihçiler ve araştırmacılar tarafından değil, genel okuyucu kitlesince de beğenilerek takip edilen Osman Karatay, edebiyat sahasında da eşine pek rastlanmayan bir üslûp ve teknikle, sadece diyaloglardan oluşan Türk edebiyatının en sıra dışı romanlarından birine imza atıyor. “Türkleri Ergenekon’a çekilmeye zorlayan şey neydi? Ergenekon’a geçilmeden önce neler yaşandı? Niçin Ergenekon?” gibi sorulara, hayal dünyamızın derinliklerine işleyecek bir kurguyla cevap veriyor Osman Karatay.
Kesinlikle genişletilmesi ve devam ettirilmesi gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Akıcılığı ve işleyişi bir yana kitabın ismi, kapağı ve bunların uyumu insanı çok tatmin ediyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
kurguları bile gerçeklik sınırlarında…
Osman Karatay’ın akademik eserleri kadar kuvvetli ve güzel bir eser
Yakın tarih dönemlerindeki bildiğimiz anlamıyla hemen hiç “kaynak” mevcut olmayan bir dönem ancak bu kadar aydınlatılabilirdi. Edebî zevki de cabası 🙂
ÇOK GÜZEL ZEVKLE OKUDUM BU KİTABI
Kesinlikle genişletilmesi ve devam ettirilmesi gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Akıcılığı ve işleyişi bir yana kitabın ismi, kapağı ve bunların uyumu insanı çok tatmin ediyor.