'Türkiye Cumhuriyeti' ismini artık pek yalın olarak kullanmıyoruz. Başına çoğunluk 'demokratik', 'laik' ve 'hukuk devleti' nitelemelerini getirerek, 'Demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti' şeklinde kullanıyoruz. Genellikle de, devlet büyüklerimiz ve politikacılarımız 'Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik bir hukuk devletidir' demeden söze başlamıyorlar.Önemli olan bir devletin kendini çağdaş, demokrat, laik, hukuk devleti olarak tanımlaması değil, dışardan bakıldığında bu özelliklere sahip olmasıdır. Bu sebeple Türkiye Cumhuriyeti'nin kendini demokratik, laik bir hukuk devleti olarak tanımlaması, bu devleti yönetenlerin bu iddiayı her gün tekrarlamaları Türkiye Cumhuriyetinin öyle olduğunu göstermez. İhtimal, bu aşırı tekrarın sebebi, bu iddiaların inandırıcılığından bu iddiayı tekrarlayanların da kuşkulu olmalarıdır.
Bizi bize anlatan kendimizle yüzleştiren çarpıcı tespitlerin yapıldığı ülkeme dair acı ama gerçeklerin yorumlandığı güzel bir çalışma.Önyargılarımızı öteleyerek okumanızı tavsiye ediyorum.Öğretilen tabu olarak kabul ettiğimiz birçok şeyin aslında yüklediğimiz anlam kadar önemli olmadığını herşeyin insan özelinde değerlendirilmesi gerektiğini kişisel yorumlarla beraber anlatıldığı ve benim beğndiğim güzel bir çalışma; dili de çok akıcı.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Bizi bize anlatan kendimizle yüzleştiren çarpıcı tespitlerin yapıldığı ülkeme dair acı ama gerçeklerin yorumlandığı güzel bir çalışma.Önyargılarımızı öteleyerek okumanızı tavsiye ediyorum.Öğretilen tabu olarak kabul ettiğimiz birçok şeyin aslında yüklediğimiz anlam kadar önemli olmadığını herşeyin insan özelinde değerlendirilmesi gerektiğini kişisel yorumlarla beraber anlatıldığı ve benim beğndiğim güzel bir çalışma; dili de çok akıcı.