Çalışmamızın, bölgenin insan hakları tablosunu tüm boyutlarıyla ortaya koymaktan uzak olduğunu itiraf etmeliyiz. Bunun bir çok sebebi vardır: Birincisi, bölgede yürütülen kirli savaşın boyutlarıyla ilgilidir. 1992 Ağustos'un da Diyarbakır'da toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan karar 'topyekün savaş' şeklinde ifadesini bulurken, uygulama, hızla artan faili meçhul cinayetler, köy boşaltmalar, orman yakmalar, keyfi infazlar, işkenceler, tutuklamalar ve her türden baskı ve sindirme politikasıyla doğrudan sivillerin hedef alacak biçimde gelişiyordu. Devlet bu uygulamalarıyla, yaşadığımız coğrafyayı adeta 'insan hakları cehennemine' çevirmiştir. Kuşkusuz bu durum çalışmalarımızı neredeyse durma noktasına getirmiştir.
olaganüstü bölgeler memlekette her zaman dikkati çekti. oralarda teröristlerin varlığı binlerce şehit vs. ama artık günümüzde olaganüstü hal diye birşey kalmadı artık her taraf normal halinde yaşıyor.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
olaganüstü bölgeler memlekette her zaman dikkati çekti. oralarda teröristlerin varlığı binlerce şehit vs. ama artık günümüzde olaganüstü hal diye birşey kalmadı artık her taraf normal halinde yaşıyor.