Önceki Günün Adası, batan bir gemiden kurtulup bir başka gemide `karaya' çıkan Roberto de la Grive'in öyküsü. On yedinci yüzyılda geçen bu öykü, Roberto'nun sevdiği kadına yazdığı mektuplar ve gemide tuttuğu notlarla ulaşıyor bize. Roberto'nun ıssız gemide geçirdiği günler boyunca eski yaşantısıyla ilgili anımsamaları, bir dönemin siyaset, sevgi, bilim, toplum yaşantılarını yeniden kurarak, tarih, toplum, insan ilişkilerini değerlendirmemizi sağlıyor. Üç aşamalı bir anlatı piramidiyle (Yazar / Roberto / Roberto'nun mektuplarını yorumlayan Anlatıcı) bize ulaşan öykü, bir yandan gizemli izler bırakarak sürekli Roberto'dan kaçan bir Davetsiz Konuk'un varlığıyla gerilim kazanırken, bir yandan da hem birinci elden tarihsel anlara ve mekânlara ulaşabiliyor, hem de Anlatıcı kanalıyla on yedinci yüzyılla yirminci yüzyıl arasında karşılıklı bakış açıları oluşturuyor. Daha önce Can Yayınları arasında çıkan Gülün Adı ve Foucault'nun Sarkacı adlı romanlarından tanıdığımız Umberto Eco'nun imgeler / sözcüklerle ve her zamanki ustalığıyla yarattığı dünyaları değerlendirmek, tadına doyulmaz bir okuma zevki.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bitirmek için çabaladığım, ama başaramadığım eser.
ilginc bir kurgu iki karakter uzerine insa edilmis.sindirerek okunmasi gerekiyor ozellikle varligini sorguladigi bolum.
Henüz okumadım. Ancak Umberto Eco’ nun okuduğum diğer romanları gayet güzeldi. Bu kitabı da merak ediyorum.
Elbetteki bir Gülün Adı olmasa bile okunması gereken bir Eco kitabı. Bilgilerin yoğun bir şekilde olması sıkabilir.
Sevdiğim tarz; bilgi yüklü romanlar. Eco’dan olunca kapsamlı bir anlatı oluyor.