Zeus'tan ateşi çalan ve bedelini de ödeyen Prometheus'la ortak bir kaderi paylaşır aydınlar. İnsanoğlunun kaderini değiştiren Prometheus, kendi kaderini değiştirememiş, binyıllardan günümüze uzanan sorunun içeriği pek değişmemiştir: 'aydın' kimdir? 'aydın olmak' nedir? Kimilerine göre düşünmek, düşünce üretmek yeterli 'aydın' olmak için. Teorisini pratiğe dökenler ise daha geçerli. Kimilerine göre halkın anlamadığı insandır 'aydın', kimilerine göre ise halkı anlamayandır. Babil kulesi'ne çekilenlere de 'aydın' denildiği görülüyor. Toplumsal ve düşünsel coğrafyamızda biz de Tanzimat'tan beri sonu gelmeyen, dallanıp budaklanan bir 'aydın sorunu' yaşıyoruz. Yaşamını Anadolu kültürünün aydınlanmasına adayan Azra Erhat, Mustafa Kemal'in 'Bursa Söylevi'nden yola çıkarak Osmanlı Münevverinden Türk Aydınına uzanan süreci, ışık ve gölgeleriyle tartışıyor.
Aydın olmanın ne demek olduğunu felsefik bir adayla sorgulayan, topluma dönük yazılarını bu kitapta buluşturan, sorgulayan, araştıran kimliğiyle daima kalıcı özelliğini koruyor Azra Erhat…
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Aydın olmanın ne demek olduğunu felsefik bir adayla sorgulayan, topluma dönük yazılarını bu kitapta buluşturan, sorgulayan, araştıran kimliğiyle daima kalıcı özelliğini koruyor Azra Erhat…