Bu Cava yolculuğu, bir düş-ülkeye yapılmış bir düş-gezidir. "Çok okuyan değil, çok gezen bilir" demişler ya, Balzacta, asıl bilen duymasını bilendir. Yazar bu ustalığını göstere göstere konuşturup, her duyuyu tıka basa doyurur. O denli canlıdır ki anlatısı,ölü döneriz oradan. Cavaya gitmiş mi, gitmemiş mi?Kaç yazar?"Geçmişi böyle düşlerken, adına Ulusal Özgürlük dediğimiz büyük fahişenin gönderdiği askerlik kağıdını görüp uyanmak, öyle korkunç bir acı veriyor ki, hazdan, tutkudan utanç duyulan; arabaların, hatta bir kadının göğsünün bile devlet hazinesinin pençesinden kurtulamadığı Paris uygarlığımızın cehennemine geri dönüyor insan!...Ah! Hint Adaları zevkin yurdu!..."
Ben gerçek yolculuk diye düşünerek aldım. Ama gerçek değil kurguymuş. Çok uzun olmadığı için sıkmadı. Balzac severim zaten seyahat kitaplarını da çok severim. Gerçek bir seyahat olsaydı tabi daha iyi olurdu.
Balzac öyle ustaca anlatmış ki Java’yı. Ofisten çıkıp ilk uçağa atlamak geliyor insanın içinden. Kelimelerle duyuları harekete geçiriyor ve javanın kokusunu içinize çekip seslere kulak veriyorsunuz.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Ben gerçek yolculuk diye düşünerek aldım. Ama gerçek değil kurguymuş. Çok uzun olmadığı için sıkmadı. Balzac severim zaten seyahat kitaplarını da çok severim. Gerçek bir seyahat olsaydı tabi daha iyi olurdu.
Kısa ömrünün çoğunu soğuk odasında geçirmiş buna rağmen hiç görmediği cavayı görmüş gibi anlatabilmiş
Balzac öyle ustaca anlatmış ki Java’yı. Ofisten çıkıp ilk uçağa atlamak geliyor insanın içinden. Kelimelerle duyuları harekete geçiriyor ve javanın kokusunu içinize çekip seslere kulak veriyorsunuz.
Java bir rüya ülkesi. Paris’in yazar için kabusa dönüştüğü yerde balzac hayalinde bir ülke kürüyor.
Paris’ten bunalan yazarın, bir hayal ülkesine yolculuğunun anlatısı. Çeviri başarılı, kitabın baskısı şık.