“Şehirleri yazma derdinden muzdarip bir yazarımız da Mustafa Armağan’dır. O da şehirlerin tutkunudur. Çünkü şehirleri yorumlamak, insan tarihinin akışıyla cebelleşmek demektir.”İlber OrtaylıŞehirleri konuşturan yazar Mustafa Armağan, İstanbul ve Bursa’dan sonra bu sefer de her adımında Osmanlı’nın izlerini keşfettiği St. Petersburg’un ruhuna götürüyor okurlarını. 300 yaşındaki bu görkemli başkent, genç ömrüne sığdırdığı muhteşem ve korkunç arasındaki asırlık gel-gitlerini onun satırları içinden yansıtıyor bize. Kitabın içinde bütün bir modern Rusya’nın macerası soluk alıp veriyor. Okuyucu, şehrin kurucusu “Deli Petro”dan geride küllerinden başka bir şey bırakmayan “Son Çar” II. Nikola’nın acı sonuna kadar tarihten edebiyata, baleden müziğe, sanattan mimariye, Dostoyevski’den Katerina’ya kadar pek çok konuda bir Rus tarihi okuması yapma imkânına sahip oluyor ve Osmanlı’nın tarihte hiç ilgisi olmadığını sandığımız topraklara bıraktığı izlerin peşine düşüyor.İlber Ortaylı’nın önsözünün de yer aldığı Petersburg’da Osmanlı İzleri-Kuğunun Son Şarkısı, Türkiye’den, İstanbul’dan çarların başkentine uzatılmış bir köprü kurma denemesi... Mustafa Armağan, bu defa şehrin içindeki “tarih”i günümüze taşıyarak St. Petersburg’un tarihini keşfe davet ediyor okuyucusunu.Zevkli ve öğretici bir yolculuk sizi bekliyor...
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Petersburg’a gitme niyetim vardı, okuduktan sonra hevesim biraz daha arttı.
Mustafa Armağan’a dair kitapları özellikle almaya çalışıyorum gayet akıcı
Fiyatına göre güzel bir eser.
hayal kırıklığına uğradım, sonra baktım yazarın ilk kitaplarındanmış, pek ilgimi çekmedi. ya da başka ülkedeki şehir bana cazip gelmedi
kapsamlı araştırması olan, derinlikli bir modern çağ seyahatnamesi diyebilirim. rusya tarihi meraklıları için ideal bir okuma kaynağı