Yirminci yüzyılın en varlıklı ve ünlü sanatçısı olarak ölen Picasso, yorulmak bilmeyen yaratıcılığı ve şaşırtıcılığıyla henüz hayattayken bile bir efsane olmuştu. Böylece kitaplar, kartlar, röprodüksiyonlardan oluşan büyük bir endüstri doğdu Picasso adıyla anılan. Günümüzde resim sanatının, ressamın, daha doğrusu ancak yaratarak var kalabilen kişinin içinde bulunduğu çıkmazdır John Berger’ın ilgisini çeken: Bir İspanyol, bir sürgün, yalnız ve yalıtılmış bir insan olarak Picasso. Picasso’nun Başarısı ve Başarısızlığı’nda Berger, resimleri üzerinden farklı bir bakış açısıyla okuyor Picasso’yu. Okurun Görme Biçimleri ve O Ana Adanmış adlı kitaplarından da aşina olduğu görme zevkini ve eleştirelliğini bu kitabıyla da sürdürüyor.
Picasso’yu merak edip kitabı aldım ve okumaya başladım.Bu kitabı okuduktan sonra anlatılanların ya da yaratılan Picasso imajının aslında gerçeği yansıtmadığını ve onun da bir ”insan”olduğunu; ancak çok özel bir ressam olduğunu anlıyorsunuz.
John Berger Picasso henüz hayattayken, onun hakkında eleştirel bir bakış açısıyla kaleme aldığı, Picasso’nun Başarısı ve Başarısızlığı adlı kitabında (bu kitabın Türkçeye kazandırılmış Picasso hakkındaki tek eleştirel kitap olduğunu belirtelim) bu dönemi daha farklı yorumlamaktadır. ‘Mavi Dönem’e ait resimleri aşırı nostaljik ve özentili bulduğunu belirten Berger, detaylar üzerinde çalışırken bütünü gözden kaçırma tehlikesinin var olduğunu vurguluyor: “Picasso’nun, başka her şeye egemenmiş gibi görünen ruhuyla ilgileniyorsak, amacımız açısından şu noktalar can alıcı önem taşır: Picasso Paris’e gelmek zorunda olduğunun, çünkü İspanya’da mesleğinin geleceği olmadığının farkındaydı; Paris’te modern bir Avrupa kentinin sefaletiyle yüz yüze geldi vahşi acılarla hezeyanı birleştiren bir sefaletti bu; Picasso buna, daha yalın, daha ilkel yaşam biçimlerini idealize ederek tepki gösterdi. (s.55)”
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Ben Picasso’yu bu eserle anladım. Kesinlikle gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz.
Picasso’yu merak edip kitabı aldım ve okumaya başladım.Bu kitabı okuduktan sonra anlatılanların ya da yaratılan Picasso imajının aslında gerçeği yansıtmadığını ve onun da bir ”insan”olduğunu; ancak çok özel bir ressam olduğunu anlıyorsunuz.
John Berger Picasso henüz hayattayken, onun hakkında eleştirel bir bakış açısıyla kaleme aldığı, Picasso’nun Başarısı ve Başarısızlığı adlı kitabında (bu kitabın Türkçeye kazandırılmış Picasso hakkındaki tek eleştirel kitap olduğunu belirtelim) bu dönemi daha farklı yorumlamaktadır. ‘Mavi Dönem’e ait resimleri aşırı nostaljik ve özentili bulduğunu belirten Berger, detaylar üzerinde çalışırken bütünü gözden kaçırma tehlikesinin var olduğunu vurguluyor: “Picasso’nun, başka her şeye egemenmiş gibi görünen ruhuyla ilgileniyorsak, amacımız açısından şu noktalar can alıcı önem taşır: Picasso Paris’e gelmek zorunda olduğunun, çünkü İspanya’da mesleğinin geleceği olmadığının farkındaydı; Paris’te modern bir Avrupa kentinin sefaletiyle yüz yüze geldi vahşi acılarla hezeyanı birleştiren bir sefaletti bu; Picasso buna, daha yalın, daha ilkel yaşam biçimlerini idealize ederek tepki gösterdi. (s.55)”