Hayatım iki uyku arasında dolaşan kayıp bir rüyaydı“Rehberden hızlı hızlı isimlere baktım. Babamın ismi geçince bir an durdum ve su alan bir geminin ağır ağır batması gibi Yusuf’un görüntüleri zihnimde canlandı. Göğsü delinmiş, yüzü kanlar içinde, üstünde birkaç taş, etrafta karasinekler, kefensiz bir ceset… Ellerim titredi, gözlerim doldu. Biri boğazımı var gücüyle sıkıyor gibiydi, nefes alamıyordum. Yusuf’un yüzü anılarla yüklü gözümde bir karabasanın ardındaki renkler kadar capcanlıydı. Uzun zamandır ne zaman Yusuf’u hatırlasam gözlerimde dağ başında unutulmuş kefensiz bir ceset canlanıveriyordu.”Yavuz Ekinci’nin yeni romanı Rüyası Bölünenler’deki kahraman, dağa çıkan kardeşi Yusuf’u aramak için memleketine döner. Babasına söz verir; kardeşinin dirisini olmasa bile ölüsünü getirecektir. Öyle ya da böyle kardeşinin izlerini bulmaktır niyeti. Bu iz, sadece bir gömlek bile olsaAlmanya’dan Batman’a, oradan Kandil Dağı’na uzanan yolculuk, ağabeyin kendi kişisel tarihiyle ve kökleriyle de hesaplaşması olacaktır.
Biri gittiğinde geride kalan iki kapı olurdu hep… biz hep dişe diş kana kan kapısından içeri girdik o kapıyı çaldık… ama asıl çalınması gereken kapı Yusuf’un evinin kapısıydı. her ne kadar giden kendi haklılığından emin olsa da.
ARDADASIN DEDIGI GIBI GUZEL BIR ROMAN Öncelikle biçim olarak çok ama çok akıcı…Bir solukta okunabilecek bir kitap arayanlara duyurulur! Ve neden böyle su gibi akıp giden bir roman bu kadar kısa yazılmış diye düşündüm. Olay örgüsü daha geniş tutulabilirmiş bence… İçerik olarak da bir misyon ile yazılmış olduğu kesin.. Gerçeğe çok yakın olaylar ve karakterler var. Kürt meselesinin bence kürtlerin dünyasından nasıl gözüktüğünü, bir aile üzerinden çekilen acıları, karmaşayı, gelgitleri, kanlı geçmişi, şimdiyi ve geleceği anlatan bir roman..
Öncelikle biçim olarak çok ama çok akıcı…Bir solukta okunabilecek bir kitap arayanlara duyurulur! Ve neden böyle su gibi akıp giden bir roman bu kadar kısa yazılmış diye düşündüm. Olay örgüsü daha geniş tutulabilirmiş bence… İçerik olarak da bir misyon ile yazılmış olduğu kesin.. Gerçeğe çok yakın olaylar ve karakterler var. Kürt meselesinin bence kürtlerin dünyasından nasıl gözüktüğünü, bir aile üzerinden çekilen acıları, karmaşayı, gelgitleri, kanlı geçmişi, şimdiyi ve geleceği anlatan bir roman..
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Biri gittiğinde geride kalan iki kapı olurdu hep… biz hep dişe diş kana kan kapısından içeri girdik o kapıyı çaldık… ama asıl çalınması gereken kapı Yusuf’un evinin kapısıydı. her ne kadar giden kendi haklılığından emin olsa da.
dikkat çekici içe işleyen bir anlatım
Ben beğendim. Yazarın diğer kitaplarını da beğeniyorum. Sonu tahmin edilebilir olsa da sürükleyici.
ARDADASIN DEDIGI GIBI GUZEL BIR ROMAN Öncelikle biçim olarak çok ama çok akıcı…Bir solukta okunabilecek bir kitap arayanlara duyurulur! Ve neden böyle su gibi akıp giden bir roman bu kadar kısa yazılmış diye düşündüm. Olay örgüsü daha geniş tutulabilirmiş bence… İçerik olarak da bir misyon ile yazılmış olduğu kesin.. Gerçeğe çok yakın olaylar ve karakterler var. Kürt meselesinin bence kürtlerin dünyasından nasıl gözüktüğünü, bir aile üzerinden çekilen acıları, karmaşayı, gelgitleri, kanlı geçmişi, şimdiyi ve geleceği anlatan bir roman..
Öncelikle biçim olarak çok ama çok akıcı…Bir solukta okunabilecek bir kitap arayanlara duyurulur! Ve neden böyle su gibi akıp giden bir roman bu kadar kısa yazılmış diye düşündüm. Olay örgüsü daha geniş tutulabilirmiş bence… İçerik olarak da bir misyon ile yazılmış olduğu kesin.. Gerçeğe çok yakın olaylar ve karakterler var. Kürt meselesinin bence kürtlerin dünyasından nasıl gözüktüğünü, bir aile üzerinden çekilen acıları, karmaşayı, gelgitleri, kanlı geçmişi, şimdiyi ve geleceği anlatan bir roman..