Tüm zamanların hem en popüler, hem de eleştirmenlerce en çok beğenilen grafik romanlarından biri olan SANDMAN, çizgi roman dünyasında olgun ve lirik fantazinin dönüm noktası oldu. Mecranın en aranan sanatçılarının resimlendirdiği seri, modern ve antik mitolojilerin çağdaş kurgularla, tarihi dramalarla ve efsanelerle beraber dokunduğu zengin bir karışım.SANDMAN serisinin beşinci cildi SEN OYUNU’nda çocukluğun muhayyel manzaraları sahne alır. Düşlem’in unutulmuş bir köşesinde uyanık dünyayı koruyan duvarda bir çatlak oluşur ve bu çatlaktan bir grup New Yorklu genç hem ürkütücü derecede tanıdık hem de rahatsız edici derecede kötücül bir diyara doğru geçiş yaparlar.Samuel R. Delany’nin sunumuyla
Ana hikâyelerden bağımsız bir Sandman sayısı bu. Kurgusal olarak bağımsız, yoksa önceki sayılarda yer alan bazı karakterler şöyle bir görünüp kayboluyor.
Birbirine bağlı iki kurguyu izleyeceğiz. Birinde karla kaplı bir diyarda bir kuş, fare ve maymun var. Gerçek demeye de dilimin varmadığı dünyada Barbie’yle arkadaşları Wanda ve diğerleri yaşıyor. Bağlantı şurada; bu ilk diyardaki hayvanlardan biri, saydığım üçlüden ayrılıp haber uçurmaya gitmiş bir dördüncüsü, dev bir köpek diyeceğim, Barbie’nin önüne çıkıyor ve geri dönmesi gerektiğini söylüyor. Barbie hatırlıyor hayvanı hayal meyal.
Ya bodoslamadan giriyorum, resifler var dostlar. Rüya alemiyle gerçekliğin arasında sıkışmış resifler var. Bazıları şekilleniyor, bazıları parçalanıyor, bazıları yok oluyor. Bu Barbie’nin çocukken sahip olduğu resif/düş dünyası, bilinçaltının katlarından biri diyebiliriz, yemek üzere. Çünkü bilinçaltı büyük bir çöplüktür kariler, öyle bir kokar ki gün düşüne dalarsınız da ne olduğunu anlamadan, her şeyi unutmuş olarak kendinize gelirsiniz. Bazen de böyle olmaz, bu resif, sahip olduğu hayatı tehdit edecek kadar tehlikeli bir hale gelir. Burada ele geçiriliyor, Guguk Kuşu tarafından. Guguk Kuşu, Barbie’nin çocukluğu. Freudyen bir hikâye. Olayın bir boyutu, bu resifin akıbeti. Sandman olayları izliyor sadece, olacakları bildiği için her şeyin sonunda bazı seçenekler sunuyor, o kadar. Öküz gibi sayıda bunlar olmuyor tabii sadece, Ay’ı yeryüzüne indirip Sandman’in diyarına yol açan bir hanım var mesela, bu Barbie ve arkadaşlarıyla aynı binada oturuyor. Kötü bir adam var, bu arkadaşları rüyalarına hapsedip sonsuz bir kabusa uyandırmak istiyor. Gebertiyorlar bunu falan. Bir de marjinal olarak kabul görmüş kardeşler var. Onlar deyip ayırmayacağım, biziz. Sen ben kadar biz. Ne diyorum.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Ana hikâyelerden bağımsız bir Sandman sayısı bu. Kurgusal olarak bağımsız, yoksa önceki sayılarda yer alan bazı karakterler şöyle bir görünüp kayboluyor.
Birbirine bağlı iki kurguyu izleyeceğiz. Birinde karla kaplı bir diyarda bir kuş, fare ve maymun var. Gerçek demeye de dilimin varmadığı dünyada Barbie’yle arkadaşları Wanda ve diğerleri yaşıyor. Bağlantı şurada; bu ilk diyardaki hayvanlardan biri, saydığım üçlüden ayrılıp haber uçurmaya gitmiş bir dördüncüsü, dev bir köpek diyeceğim, Barbie’nin önüne çıkıyor ve geri dönmesi gerektiğini söylüyor. Barbie hatırlıyor hayvanı hayal meyal.
Ya bodoslamadan giriyorum, resifler var dostlar. Rüya alemiyle gerçekliğin arasında sıkışmış resifler var. Bazıları şekilleniyor, bazıları parçalanıyor, bazıları yok oluyor. Bu Barbie’nin çocukken sahip olduğu resif/düş dünyası, bilinçaltının katlarından biri diyebiliriz, yemek üzere. Çünkü bilinçaltı büyük bir çöplüktür kariler, öyle bir kokar ki gün düşüne dalarsınız da ne olduğunu anlamadan, her şeyi unutmuş olarak kendinize gelirsiniz. Bazen de böyle olmaz, bu resif, sahip olduğu hayatı tehdit edecek kadar tehlikeli bir hale gelir. Burada ele geçiriliyor, Guguk Kuşu tarafından. Guguk Kuşu, Barbie’nin çocukluğu. Freudyen bir hikâye. Olayın bir boyutu, bu resifin akıbeti. Sandman olayları izliyor sadece, olacakları bildiği için her şeyin sonunda bazı seçenekler sunuyor, o kadar. Öküz gibi sayıda bunlar olmuyor tabii sadece, Ay’ı yeryüzüne indirip Sandman’in diyarına yol açan bir hanım var mesela, bu Barbie ve arkadaşlarıyla aynı binada oturuyor. Kötü bir adam var, bu arkadaşları rüyalarına hapsedip sonsuz bir kabusa uyandırmak istiyor. Gebertiyorlar bunu falan. Bir de marjinal olarak kabul görmüş kardeşler var. Onlar deyip ayırmayacağım, biziz. Sen ben kadar biz. Ne diyorum.
kısa hikayeler, seriyi ana hikayeden daha iyi götürüyor kannımca…
Serinin diğer kitapları gibi, kaliteli ve ilgi çekici. Alın ve okuyun.
çizgi roman aleminin en büyük eserlerindendir sandman çizgi romana ilgi duyan herkese tavsiye ederim
Hikaye içine oldukça çekiyor, serinin iyi kitaplarından