Charlotte Perkins Gilman, yaşadığı dönemin çok ilerisinde fikirlere sahip ve bu fikirleri eserlerine yüksek empati kabiliyetiyle aktaran, feminist edebiyatın ilk ve önemli isimlerinden. Sarı Duvar Kâğıdı ve Diğer Öyküler yalnızca yazdıklarıyla değil aktivist kimliğiyle de tanınan Gilman’ın yedi öyküsünü bir araya getiriyor. Çalışmak yok. Sosyalleşmek yok. Yürüyüş yok. Yazmak yok. Sarı duvar kâğıdı var; saatler boyu bakmak serbest. Gilman, kadın hastaları dinlemek yerine ısrarla yatak istirahati öneren, dönemin cinsiyetçi tıp yaklaşımını topa tutuyor. Gilman’ın doğum sonrası deneyimlerinden de yararlanarak kaleme aldığı “Sarı Duvar Kâğıdı”, yeni doğum yapmış bir annenin tedavi adı altında deyim yerindeyse hapsedilerek deliliğe sürüklenişini anlatan, feminist edebiyatın değerli bir örneği. #kısaklasikler #amerikanklasikleri #feminizm #cinsiyetrolleri #hezeyan #özgürlük
Bu kitaptaki kadın kahramanların neredeyse tümü “müteşebbis ruhlu” ; Öyle evlerinde hanım hanımcık oturup yaşayan sizin bildiğiniz kadınlardan değiller (!) Kulüb açma, çocuk kreşi işletme, dükkâncılık etrafında öbeklenmiş 7 öykü…. Gilman ilk kuşak feministlerden olabilir de usta bi’ yazar olmasına yetmiyor bu özelliği… Ayşe Taşkent Ekmekçi’nin güzel çevirisi de olmasa zor bitirirdim 113 sayfayı…
feminizmin aleni ve pekte masum olmayan yüzüyle dolu dolu 7 öyküsünden oluşmuş bir kitap. buram buram feminizm hareketinin sarsıcı etkisini her öyküde ballandıra ballandıra bulmak mümkün genel açıdan bakıldığında öykü kahramanlarının kendilerini ispatlamak yada bağımsız olmak adına ekonomik bir özgürlük hareketini sürdürmeleri bana göre güdük bir yaşam özentisi sunmaktan öteye gitmiyor yer yer öykülerde anlayışlı kocaların varlığı bile tahammül götürmeyip çocuk bakmaktan bile aciz yemek yapmak gibi bir işi olağanüstü bir duruma sokup tüm bunları trajik ve dramatik bir hava ile demogoji yapmak ne derece doğru varsın siz düşünün. Feminizmin hezeyanlarla dolu doktirinlerinin hayata geçtiği bir durumda Aile denilen kurumun olmamasını düşünmek dahi söz konusu hareketi fazlasıyla kusurlu çıkarmaya yetiyor.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
İki romanını okudum yazarın. Öyküleri de ilginçti. Özellikle yazıldığı dönem itibariyle bakıldığında!
Bu kitaptaki kadın kahramanların neredeyse tümü “müteşebbis ruhlu” ; Öyle evlerinde hanım hanımcık oturup yaşayan sizin bildiğiniz kadınlardan değiller (!) Kulüb açma, çocuk kreşi işletme, dükkâncılık etrafında öbeklenmiş 7 öykü…. Gilman ilk kuşak feministlerden olabilir de usta bi’ yazar olmasına yetmiyor bu özelliği… Ayşe Taşkent Ekmekçi’nin güzel çevirisi de olmasa zor bitirirdim 113 sayfayı…
feminizmin aleni ve pekte masum olmayan yüzüyle dolu dolu 7 öyküsünden oluşmuş bir kitap. buram buram feminizm hareketinin sarsıcı etkisini her öyküde ballandıra ballandıra bulmak mümkün genel açıdan bakıldığında öykü kahramanlarının kendilerini ispatlamak yada bağımsız olmak adına ekonomik bir özgürlük hareketini sürdürmeleri bana göre güdük bir yaşam özentisi sunmaktan öteye gitmiyor yer yer öykülerde anlayışlı kocaların varlığı bile tahammül götürmeyip çocuk bakmaktan bile aciz yemek yapmak gibi bir işi olağanüstü bir duruma sokup tüm bunları trajik ve dramatik bir hava ile demogoji yapmak ne derece doğru varsın siz düşünün. Feminizmin hezeyanlarla dolu doktirinlerinin hayata geçtiği bir durumda Aile denilen kurumun olmamasını düşünmek dahi söz konusu hareketi fazlasıyla kusurlu çıkarmaya yetiyor.