Yedi yıllık bir çalışmanın ürünü olan Savaş ve Barış, Lev Tolstoy’un üç dev eserinin ilkidir. Yazar romanında tarih, savaş ve savaşın aktörleri konusunda kendine özgü kavrayışını sergiler. Tolstoy, kendisinin de mensubu olduğu Çarlık Rusyası aristokrasisinin zaaf ve çelişkilerini, Rus halkının bakış açısından ele alır. O, bu sınıfın hem içinde hem dışındadır. Savaşın yıkımlarını, soylu sınıfın geçirdiği sarsıntıyla bağlantılı olarak sunarken, tarih birey ilişkisinde, bireye hep acıların düştüğünü söyler. Ona göre, "İnsan Tanrı’ya inanmıyorsa, bu acılara katlanması olanaksızdır." Tarih ve savaşlarla inancın evrenini karşı karşıya getiren bu anlayış, bu romanı bitirdikten sonra ilk ve en derin bunalımını yaşayacak olan Tolstoy’un kendi bölünmüş dünyasının da bir yansımasıdır.Savaş ve Barış: Lev Tolstoy’un tarih ve savaşın aktörleri konusunda çok tartışılan görüşlerini yansıtıyor.
Kitabı okuyunca nasıl klasik olduğunu anlıyorsunuz.Bu klasiklerin olayları verme sırası, tasvirleri,okuyucuyu öyküye bağlaması ve sürükleyiciliği gerçekten roman okuruna keyifli dakikalar geçirtiyor..Savaş ve Barışta da Çarlık Rusyasının tarihinin bir bölümü,yapılan bir savaş, halkın durumu ve roman kahramanlarının yaşadıkları piskolojik durum, çelişkileri,ilişkileri, hayalleri güzel bir uslup ile anlatılmış..Tolstoy’un hayata bakışı ve Allah inancı romanda göze çarpan unsurlardan bir diğeri..Klasiklerin içinde gerçekten önemli bir yeri var Savaş ve Barış’ın..
Tolstoy’un bu eseri şimdiye kadar okuduğum en etkileyici eseri. Bu kadar uzun bir romanda konular arasında sağladığı bütünlüğe hayran oluyorsunuz, kasvetli bir havada başlayan romanı buğulu gözlerle bitiriyorsunuz. Savaş ve Barış, -savaş ülkelerin,insanların ve liderlerin savaşı barış ise insanın kendisiyle olan barışı, huzura ermenin anahtarı, kendisi ile barışık olan insan…- Romanda Savaşın çıplaklığı insanı ürkütmeden aktarılmış, okuduğum diğer bazı savaş romanlarında cephede yaşananları okumaya dayanamıyorsunuz, aslına bakılırsa bu kitabın ismine bakıp yanılgıya düşmemek gerekli, adında savaş kelimesi geçiyor ama içeriğindeki savaş cephedeki savaştan çok Rus aristokrasisinin birbiriyle olan savaşı. O dönemde Rusların içinde bulunduğu ruh halini rahatlıkla anlıyorsunuz, Prens Andrey ve Nataşa arasındaki yaşananlar, Marya ve Nikolay Rostov arasında ki aşk bence kusursuz anlatılmış, Piyer’in Nataşaya karşı beslediği duygular, Nataşanın ona karşı olan ilgisini saklayamaması, tüm bunların okuyucuya karakterlerin yüz hatlarında ki detaylara kadar aktarılması çok etkileyici. Dünya klasikleri içerisinde yer alan bu eseri bir kelime ile ifade etmem istense ancak Harikulade diyebilirdim.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Kitabı okuyunca nasıl klasik olduğunu anlıyorsunuz.Bu klasiklerin olayları verme sırası, tasvirleri,okuyucuyu öyküye bağlaması ve sürükleyiciliği gerçekten roman okuruna keyifli dakikalar geçirtiyor..Savaş ve Barışta da Çarlık Rusyasının tarihinin bir bölümü,yapılan bir savaş, halkın durumu ve roman kahramanlarının yaşadıkları piskolojik durum, çelişkileri,ilişkileri, hayalleri güzel bir uslup ile anlatılmış..Tolstoy’un hayata bakışı ve Allah inancı romanda göze çarpan unsurlardan bir diğeri..Klasiklerin içinde gerçekten önemli bir yeri var Savaş ve Barış’ın..
Tolstoy’un bu eseri şimdiye kadar okuduğum en etkileyici eseri. Bu kadar uzun bir romanda konular arasında sağladığı bütünlüğe hayran oluyorsunuz, kasvetli bir havada başlayan romanı buğulu gözlerle bitiriyorsunuz. Savaş ve Barış, -savaş ülkelerin,insanların ve liderlerin savaşı barış ise insanın kendisiyle olan barışı, huzura ermenin anahtarı, kendisi ile barışık olan insan…- Romanda Savaşın çıplaklığı insanı ürkütmeden aktarılmış, okuduğum diğer bazı savaş romanlarında cephede yaşananları okumaya dayanamıyorsunuz, aslına bakılırsa bu kitabın ismine bakıp yanılgıya düşmemek gerekli, adında savaş kelimesi geçiyor ama içeriğindeki savaş cephedeki savaştan çok Rus aristokrasisinin birbiriyle olan savaşı. O dönemde Rusların içinde bulunduğu ruh halini rahatlıkla anlıyorsunuz, Prens Andrey ve Nataşa arasındaki yaşananlar, Marya ve Nikolay Rostov arasında ki aşk bence kusursuz anlatılmış, Piyer’in Nataşaya karşı beslediği duygular, Nataşanın ona karşı olan ilgisini saklayamaması, tüm bunların okuyucuya karakterlerin yüz hatlarında ki detaylara kadar aktarılması çok etkileyici. Dünya klasikleri içerisinde yer alan bu eseri bir kelime ile ifade etmem istense ancak Harikulade diyebilirdim.