O, bir Türk kadın savaşçısıydı ve durmaksızın saklandığı evden ateş ediyor, evi boşaltıp teslim olmayı reddediyordu. Sonunda ele geçtiğinde, yanında yaşlı annesi ve çocuğu da vardı. (...) Şarapnel parçaları, makineli tüfek mermileri yanı sıra, pusuda ateş eden keskin nişancı kadın savaşçıların ateşi altında, adeta cehennemde ilerlemek gibi bir şeydi bizimkisi. Burada, pusuya yatıp çarpışan keskin nişancıların çoğu kadın veya kız. (...) Çanakkale Anafartalar’da 56.Fırka’da silahımla muharebelere iştirak ettim. Adım Ahmet idi. Benim kadın olduğumu kimse bilmiyordu. Şarapnel ve kurşunlarla dokuz yerimden yaralandım. (...) Reşit Paşa’ya bindik. Çanakkale’ye geldik, Akbaş Mevkii'nde demirledik. Hastaları, yaralıları toplamaya başladık. Ne yaralılar, ne yaralılar. Şu parmakları görüyor musunuz? Ben bu parmaklarımla kaç delikanlının gözlerini bir daha açılmamak üzere kapattım."
buyuk hevesle aldım fakat tam bır hayal kırıklıgı vasat bıle olmaz tamamen tıcarı amacla cıkartılmıs bır kıtap cunku kısa kısa alıntılardan ıbaret yanı bı cesıt derleme sayılabılır
maalesef ki okuduğumda büyük bir hayal kırıklığı yaşadığım çok basit dille yazılan ve olayları çok sıradanmış bir anlatımla kaleme alınmış.Hiç beğenmedim ve çanakkale savaşının asıl nasıl olduğunu merak edenler için kesinlikle tavsiye etmiyorum..çok daha farklı bir kitap olabilirdi bence..
Bu kitaptan umduğumu bulamadım. Yazar, kitaptaki bilgileri, açıklamaları oradan buradan toplayıp da oluşturmuş izlenimi veriyor. İçerisinde çok da doyurucu bilgiler, belgeler, açıklamalar yok. Ancak yine de var olanlar hiç okumamışlar için yine bir bilgi kaynağıdır. Kitap içerisinde şiirlerin olduğu sayfaları ise sayfa dolsun mantığıyla konduğu izlenimi edindim. Ben Çanakkale’de savaşan, savaşanlara destek olan kahraman Türk kadınını okumak istiyordum ama bir Nezahat Onbaşı’dan öteye gidemedi bu hevesim. Çünkü kitapta çok öyle ahım şahım kişilikler tanıtılmıyor ama sonuçta hepsi bizim değil mi, hepsi de vatan için savaşmadı mı, hepsi de vatan uğrunda bir avuç toprağı vermem diyerek ölmedi mi, ölümü göze almadı mı?Genel olarak okunabilir bir kitap fakat bu konuda daha yetkin eserler olduğundan zayıf kalmış bana göre.
Kitap daha çok Çanakkale Savaşı olmak üzere cephede ve cephe gerisinde mücadele eden Türk kadınlarını anlatıyor. Bu kadınlar kah keskin nişancılık, kah hemşirelik yapan gerçek kadınlar olabildiği gibi, bazıları hayali kahramanlar olarak çıkyor karşımıza. Bazıları yazıları ve şiirleri ile kitaba girmiş durumda. Kitap derleme bir eser.Kitabın en çarpıcı unsuru hiç kuşkusuz Çanakkale savaşında yer alan keskin nişancı Türk kadınları. Kitapta bu yiğit kadınların üçünden bahsediliyor.Keskin nişancı Türk kadınlarının hikayeleri dışında, Nezahat Onbaşı’nın ve Safiye Hüseyin Elbi’nin samimi hikayeleri de çok ilgimi çekti. Albay babası ile cepheden cepheye koşan sekiz yaşındaki küçük bir kız olan Nezahat Onbaşı zaten başlı başına bir roman konusu olabilir. Kendisinden ve küçük yaştaki kahramanlıklarından meclis kürsüsünde bahsedilmesi ama daha sonra madalya verilmesinin bile unutulması bu hikayeyi ironik bir hale getiriyor.İlk Türk hemşiresi olan Safiye Hüseyin Elbi’nin anlattıkları ise savaşın acı yüzünü gösteriyor. Dost düşman ayırmadan yaralılara tedavi etmeye çalışmış Safiye Hüseyin ve ne yazık ki yüzlercesinin ölümüne şahit olmuş. Şu tespiti ise yürek acıtıyor: “…Hepsi kendi dilleri ile ekseriya tek bir kelime sayıklarlardı, Anne!”Geçenlerde Safiye Hüseyin’in hayatını anlatan yeni bir kitabın (Çanakkale’nin Kadın Kahramanı Safiye Hüseyin – İsmail Bilgin – Timaş Yayınları) çıktığını gördüm sevindim.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
buyuk hevesle aldım fakat tam bır hayal kırıklıgı vasat bıle olmaz tamamen tıcarı amacla cıkartılmıs bır kıtap cunku kısa kısa alıntılardan ıbaret yanı bı cesıt derleme sayılabılır
maalesef ki okuduğumda büyük bir hayal kırıklığı yaşadığım çok basit dille yazılan ve olayları çok sıradanmış bir anlatımla kaleme alınmış.Hiç beğenmedim ve çanakkale savaşının asıl nasıl olduğunu merak edenler için kesinlikle tavsiye etmiyorum..çok daha farklı bir kitap olabilirdi bence..
Bu kitaptan umduğumu bulamadım. Yazar, kitaptaki bilgileri, açıklamaları oradan buradan toplayıp da oluşturmuş izlenimi veriyor. İçerisinde çok da doyurucu bilgiler, belgeler, açıklamalar yok. Ancak yine de var olanlar hiç okumamışlar için yine bir bilgi kaynağıdır. Kitap içerisinde şiirlerin olduğu sayfaları ise sayfa dolsun mantığıyla konduğu izlenimi edindim. Ben Çanakkale’de savaşan, savaşanlara destek olan kahraman Türk kadınını okumak istiyordum ama bir Nezahat Onbaşı’dan öteye gidemedi bu hevesim. Çünkü kitapta çok öyle ahım şahım kişilikler tanıtılmıyor ama sonuçta hepsi bizim değil mi, hepsi de vatan için savaşmadı mı, hepsi de vatan uğrunda bir avuç toprağı vermem diyerek ölmedi mi, ölümü göze almadı mı?Genel olarak okunabilir bir kitap fakat bu konuda daha yetkin eserler olduğundan zayıf kalmış bana göre.
Kitap daha çok Çanakkale Savaşı olmak üzere cephede ve cephe gerisinde mücadele eden Türk kadınlarını anlatıyor. Bu kadınlar kah keskin nişancılık, kah hemşirelik yapan gerçek kadınlar olabildiği gibi, bazıları hayali kahramanlar olarak çıkyor karşımıza. Bazıları yazıları ve şiirleri ile kitaba girmiş durumda. Kitap derleme bir eser.Kitabın en çarpıcı unsuru hiç kuşkusuz Çanakkale savaşında yer alan keskin nişancı Türk kadınları. Kitapta bu yiğit kadınların üçünden bahsediliyor.Keskin nişancı Türk kadınlarının hikayeleri dışında, Nezahat Onbaşı’nın ve Safiye Hüseyin Elbi’nin samimi hikayeleri de çok ilgimi çekti. Albay babası ile cepheden cepheye koşan sekiz yaşındaki küçük bir kız olan Nezahat Onbaşı zaten başlı başına bir roman konusu olabilir. Kendisinden ve küçük yaştaki kahramanlıklarından meclis kürsüsünde bahsedilmesi ama daha sonra madalya verilmesinin bile unutulması bu hikayeyi ironik bir hale getiriyor.İlk Türk hemşiresi olan Safiye Hüseyin Elbi’nin anlattıkları ise savaşın acı yüzünü gösteriyor. Dost düşman ayırmadan yaralılara tedavi etmeye çalışmış Safiye Hüseyin ve ne yazık ki yüzlercesinin ölümüne şahit olmuş. Şu tespiti ise yürek acıtıyor: “…Hepsi kendi dilleri ile ekseriya tek bir kelime sayıklarlardı, Anne!”Geçenlerde Safiye Hüseyin’in hayatını anlatan yeni bir kitabın (Çanakkale’nin Kadın Kahramanı Safiye Hüseyin – İsmail Bilgin – Timaş Yayınları) çıktığını gördüm sevindim.
gerçekten çanakkale hakkında çok önemli bilgiler. her türkün okuması gereken bir kitap…