“Edebiyatla baş başa kalmak için, bütün yurtta bir huzur köşesi yoktu. Bu durumlara karşı çevrenin etkisiyle geçirdiğim şiddetli, yakıcı ve yıkıcı, sinirli bir hayat içinde yazı masamın önünde şiir perisinin düşüncemi ziyâret ve iltifâtını beklerken, kapımda hafiyelerin ayak seslerini, penceremden beni gözetleyen kaplan bakışlı gözlerini görürdüm. Çünkü Sergüzeşt’e esirlik aleyhinde başlamış ve Hürriyetine... diyerek son vermiştim.” Sâmipaşazâde Sezâi, ilk ve tek romanı olan Sergüzeşt’te; Kafkasya’dan başlayan esareti Mısır’da son bulan Dilber'in acıklı hikayesi üzerinden, içinde bulunduğu toplumun acımasızlığını, yozlaşmışlığını ve toplumda hüküm süren kölelik sistemini eleştirmiş, bu nedenle döneminin baskıcı hükümetiyle başı belaya girmiş, yurtdışına kaçıp uzun süre orada yaşamak zorunda kalmıştır.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
zengin oğlan-fakir kız ilişkisi. dönemin şartları içerisinde iyi bir roman.
Severek okuyup bir çırpıda bitirdiğim film tadında bir kitap oldu.