Almanya, 1930. Avrupa’nın en önemli sinema merkezlerinden olan Berlin’de, gözde bir aktristin öldürülmesiyle başlıyor hikâye. Arka planda, sinema sektöründe ve yeraltı dünyasında dönen amansız bir güç mücadelesi var. Komiser Rath’ın bu defaki macerası, sinema endüstrisinin ilk dönemine ışık tutuyor. Özellikle de sessiz filmcilerle geleceği sesli filmde görenler arasındaki kamplaşmaya! Sinema sektöründe bu kamplaşmadan da ibaret olmayan müthiş rekabet, dağdağalı metropoldeki başka güç oyunlarıyla da kesişiyor. Sessiz Ölüm’ün canlı yanlarından biri, arka planda yine yaklaşan Nazi iktidarının ayak sesleriyle, polis içindeki çekişmelerin ve “polis kültürünün” etraflı bir tasvirini sunması. Arka planda, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya Şansölyesi olacak olan Adenauer’le ilgili bir entrika da eksik değil! “Volker Kutscher, polisiyeciler arasında iyi romancı olanlardan. Kısa, özetleyici kesitlerle hikâyeden sapmadan mevzuyu köşe bucak araştırmayı, atmosferi sergilemeyi iyi biliyor.” Krımı-Couch
İlk kitabı çeviren Cem SEY’in mükemmel çevirisinden mahrum olması dışında bir noksanı yoktu. Gereon Rath’ı çok sevme nedenim, bir yandan kapı kapı dolaşarak işini yapıyor; bir yandan da bunlarla eşzamanlı olarak kafasının içindeki kendi açmaz ve sorunlarıyla boğuşuyor. Bu iki tema V. KUTSCHER’in cümlelerinde çok iyi aktarılıyor. G. RATH serisinin Türkçeye kazandırılmış olması bu türün müdavimleri için çok önemli bir nimet.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Güzel bir polisiye, kendini okutuyor.
İlk kitabı çeviren Cem SEY’in mükemmel çevirisinden mahrum olması dışında bir noksanı yoktu. Gereon Rath’ı çok sevme nedenim, bir yandan kapı kapı dolaşarak işini yapıyor; bir yandan da bunlarla eşzamanlı olarak kafasının içindeki kendi açmaz ve sorunlarıyla boğuşuyor. Bu iki tema V. KUTSCHER’in cümlelerinde çok iyi aktarılıyor. G. RATH serisinin Türkçeye kazandırılmış olması bu türün müdavimleri için çok önemli bir nimet.
yavaş başlayıp sonra hızlanıyor, aynı ilk kitap gibi. eski usul dedektiflik hikayelerini sevenler için ideal
İletişim Yayınları’ndan güzel bir roman. Birincisinden sonra bunu da ilgiyle okuyacağım.