Kafka, yapıtlarını Çekçeye çeviren Milena’ya, istirahata çekildiği Meran’dan mektuplar yazar. Dostça başlayan mektuplaşmalar bir süre sonra tutkulu bir aşka dönüşür. Üstelik yalnız mektuplarda kalan bir aşktır bu. Kierkegaard ve Werther’in aşkı gibi, Milena’yla mektuplaştıkları üç yıl boyunca iki ya da üç kez buluşan Kafka, her buluşma sonrasında suçluluk içinde kıvranır, kendinden tiksinir, kahrolur; ancak buna rağmen bir sonraki buluşma anını büyük bir özlem içinde bekler. Milena’nın evli, kendisinin nişanlı olması dahi bu özlemi önleyemez. Bu sebepledir ki Milena’ya yazdığı mektuplar, aşkın soyluluğunu ve soysuzluğunu yansıtır. Büyük bir yazarın iç hesaplaşmalarını, duyarlılığını sergiler...
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bu aşka yazılanlar az Nike kalmış
Büyük bir aşk… İnsanı derinden etkiliyor
Sevgili Kafka okunmalı tabiki
kelimelere dökülemeyecek büyülü bir aşkı hakkıyla yaşamak bu olsa gerek.. keşke herkes böyle güzel sevebilse
koca bir aşkı mektuplara sığdırabilmek