Mario Levi bu romanında yeni bir tat yolculuğuna çıkıyor. Bir tarihin izini sürme çabası bu aynı zamanda. Yolculuğun ruhunda 15. yüzyılda İberia’dan Osmanlı topraklarına göç eden atalarının kuşaktan kuşağa aktararak yaşattığı ve bugünlere kadar getirdikleri yemeklerin bıraktıkları ve hatırlattıkları var. Yemeklerin tariflerini de vermekten çekinmiyor yazar. Çünkü bu yemekleri defalarca yapmış, sevdikleriyle paylaşmış. Babaannesinden öğrendiklerinden sonra. Üstelik şimdi yeni yorumlarını da katıyor. Burada da rehberi Osmanlı mutfağının derinlikleri.Ancak bu kitap bir yemek kitabı değil.Karşımıza çıkan aile albümleri ve bu albümlerin hatırlattıkları. Hikâyeler, anılar ve efsaneler hem hüzünlü hem de mizahi bir üslupla anlatılıyor. Tıpkı hayatın kendisi gibi. Bu kimilerine göre yemekler üzerine bir roman, bir başka deyişle anılarla derinleşen bir yemek romanı, kimilerine göre bir aşk hikâyesi, kimilerine göre de bir dönemin tanıklığı. Doğrusunu söylemek gerekirse de bunların hepsi.
Hayat akıyordu,herkes için çok farklı yerlerde,belki de akması gereken yerlerde akıyordu.Su en doğru yolunu her zaman buluyor muydu?Buluyordu,elbette buluyordu.Ama ayrılıklar…Boş verdi.Gittiği yere kadar gidecekti işte.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Sonu sürprizli severek okuduğum bir kitaptı
Çok seveceğiniz bir kitap sürükleyici
Hayat akıyordu,herkes için çok farklı yerlerde,belki de akması gereken yerlerde akıyordu.Su en doğru yolunu her zaman buluyor muydu?Buluyordu,elbette buluyordu.Ama ayrılıklar…Boş verdi.Gittiği yere kadar gidecekti işte.
Çok güzel bir konusu vardı Yazarın kalemi çok iyi Sıkılmadan bir nefeste okunacak kitaplardan Okumanızı tavsiye ederim
Ülkemin güzel insanına selam olsun.İçimizdeki farklı kültürleri tanımak açısından güzel bir yapıt.Teşekkürler Mario