Bu satırları okurken ensest konusunun sizi ilgilendirmediğini düşünebilirsiniz. Ama o kadar emin olmayın. Siz yaşamamış olabilirsiniz. En yakın arkadaşınızın, sevgilinizin, eşinizin, kızınızın, oğlunuzun, torununuzun, kardeşinizin ensest kurbanı olmadığını nereden biliyorsunuz? Ensest kurbanlarının aileleri de, kendi çatılarının altında olan biteni bilmiyordu. Çoğu ensest kurbanı bu sırrını kimseye söyleyemeden, saldırgan da ceza görmeden ölüp gidiyor. Aile içinde gizlenmiş her sır gibi, nesilden nesle aktarılarak kendisine yeni kurbanlar buluyor. İyi bir kariyer ya da üniversite diploması ensest dürtülerine "dur" diyemiyor. Namus bekçisi geçinenlere de... Ve ensest kurbanlarının yüzde doksanı başlarından geçeni veya hala geçiyor olanı kimseye söyleyemiyor. Ensest, insanların yaşadığı dramlar içinde, belki de en acı veren, en yaralayıcı ve korkunç olanı... Duygusal boyutta iyileşmesi en zor olanı. Aile ne kadar kutsalsa o kadar tabu yaratır. Ensest tabusu gibi... .
Ensest ilişkiler -kim ne derse desin- , Türkiye’de çok sık rastlanan bir cinsel sapkınlık!.. Bunun bu kadar çok görülmesine rağmen, bu tip ilişkilerin toplumda çok fazla konuşulmaması ve tepkinin çok fazla ifade edilememesinin asıl nedeni, “ayıp” kavramının cinsel sapkınlıkları bile örtecek niteliklere kavuşturulmuş olması.. Bu aslında toplumun içten içe çürümesi demek.. Ensest ilişkide baş rol oynayan hasta birey, mağdurun özellikle anne ve baba gibi birinci dereceden akrabası ise bu durum tamamen ört-bas edilmektedir. Çünkü bu sorun duyulursa “ayıp” olur.. Bu durum tabiiki en çok mağdurun zararınadır. Çünkü bu şekilde zarar görmüş bir çocuğun bilinçaltı çok kötü şekilde etkilenir. Ve bu etkiler bireyin yaşamında gizli gizli bireyi cinsellikten soğutacak büyük etkiler yapar.. Çözüm, kitabında bahsettiği gibi sorun, mağdurun suçu kendisinde değil de hasta ruh yapısı sayesinde mağduru kullanan insanda aramasını sağlamakla çözülmeye başlar.. O nedenle il adım ensest ilişki mağdurunun suçlu olmadığını anlamasını sağlamaktır. Kitabın başlığı da buna işaret ediyor: “Suçlu sen değilsin!”
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Ensest ilişkiler -kim ne derse desin- , Türkiye’de çok sık rastlanan bir cinsel sapkınlık!.. Bunun bu kadar çok görülmesine rağmen, bu tip ilişkilerin toplumda çok fazla konuşulmaması ve tepkinin çok fazla ifade edilememesinin asıl nedeni, “ayıp” kavramının cinsel sapkınlıkları bile örtecek niteliklere kavuşturulmuş olması.. Bu aslında toplumun içten içe çürümesi demek.. Ensest ilişkide baş rol oynayan hasta birey, mağdurun özellikle anne ve baba gibi birinci dereceden akrabası ise bu durum tamamen ört-bas edilmektedir. Çünkü bu sorun duyulursa “ayıp” olur.. Bu durum tabiiki en çok mağdurun zararınadır. Çünkü bu şekilde zarar görmüş bir çocuğun bilinçaltı çok kötü şekilde etkilenir. Ve bu etkiler bireyin yaşamında gizli gizli bireyi cinsellikten soğutacak büyük etkiler yapar.. Çözüm, kitabında bahsettiği gibi sorun, mağdurun suçu kendisinde değil de hasta ruh yapısı sayesinde mağduru kullanan insanda aramasını sağlamakla çözülmeye başlar.. O nedenle il adım ensest ilişki mağdurunun suçlu olmadığını anlamasını sağlamaktır. Kitabın başlığı da buna işaret ediyor: “Suçlu sen değilsin!”