Hâmûş-nâme ya da Sükût Sanatı’nın dünya hayatında herkesi ilgilendiren bir hikâyesi var: Eserin müellifi Şair Yusufi-yi Erzincanî bir gün boş bulunup da söylediği sözlerin bir gammaz tarafından arkadaşlarına aktarıldığını ve bu sebeple de arkadaşlarıyla arasının bozulduğunu anlar. Bundan üzüntü duyar ve bu eseri kaleme alır. Eserinin “sebeb-i telif” kısmında eseri niçin yazdığını şöyle dile getirmektedir:“Bir zamanlar yolum gurbete çıkmış, bir müddet de Erzincan’da kalmıştım. Dilimden çıkan bazı sözleri kötü niyetlinin birisi işitmiş, arkadaşlarıma “Yusuf sizin hakkınızda böyle böyle diyor” demiş. Bu sözleri işitince rencide olan dostlarım benden uzaklaştılar.Bu konuyu iyice araştırınca, bunun sebebinin dilimin şerrinden, uğursuzluğundan olduğunuanladım. Bu manada hayrete daldım ve gayret ansızın beni tesiri altına aldı. Dedim ki: “madem sözlerim ziyana sebep oluyor, ziyanımın sebebi dilin şerrindendir.” Dilimi bağlayıp söz söylememeye ve dostlarımı yeniden incitmemeye karar verdim.Tam bunları düşünürken ay yüzlü fikir gelini bana; “Neden hâmûş kaldın” diye sorunca bu hikâyeyi anlattım o da dinledi. “Eğer bu manada hikâyeler biliyorsan manzum olarak yaz.” dedi. Bu on hikâyeyi anlattım, bunu nazmetmemin sebebi işte budur. Bu niyetle kalem harekete geçti ve adını Hâmûşnâme koydum…”
Bir çırpıda okunabilecek, fakat aynı zamanda muhtevası hakkında günlerce düşünülebilecek bir kitaptı.
Kitap üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Yusufî-yi Erzincanî ve Hâmûş-Nâmesi hakkında bilgi verilmektedir. İkinci bölümde risalenin tercümesi ve karşılıklı olarak farsça metin (beyitler) verilmektedir. Son bölümde ise elyazması nüshanın tıpkıbasımı mevcuttur.
Risale on hikayeden oluşmaktadır, her bir hikaye sükut etmenin ehemmiyetini vurgulamaktadır. Risalenin manası gayet derin olsa da hem farsçası, hem de tercümesi gayet akıcı, ve açık bir dile sahiptir.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Kısa ama insana kattığı çok şeyler var.
Bir çırpıda okunabilecek, fakat aynı zamanda muhtevası hakkında günlerce düşünülebilecek bir kitaptı.
Kitap üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Yusufî-yi Erzincanî ve Hâmûş-Nâmesi hakkında bilgi verilmektedir. İkinci bölümde risalenin tercümesi ve karşılıklı olarak farsça metin (beyitler) verilmektedir. Son bölümde ise elyazması nüshanın tıpkıbasımı mevcuttur.
Risale on hikayeden oluşmaktadır, her bir hikaye sükut etmenin ehemmiyetini vurgulamaktadır. Risalenin manası gayet derin olsa da hem farsçası, hem de tercümesi gayet akıcı, ve açık bir dile sahiptir.