Nasılsa kendini kaybetmeyen birinin sesini duymaya başlıyorum. Belki de insan değil. Belki de o şehirde olup bitenleri, gelecek kuşakların iyi anlamaları için, yavaş yavaş ve bulandırmadan anlatan biri. Belki bir mantık, bir akıl. Ama hiçbir zaman tarih değil. Belki onunkine benzer bir dille, dinlememiz için peşine takılmış biri. Onunla istediğimiz an dar sokaklarda, meydanlarda, bulvarlarda karşılaşabiliriz. Bize Maraş'ın ilkin İngilizler, daha sonra da Fransızlar tarafından işgal edildiğini, şehir halkının nasıl tecavüze uğradığını, bunlardan en önemlisi olarak, ermeni devriyelerinin kadınlara nasıl ve niçin sataştığını ve Sütçü İmam'ın bunları nasıl tabancasıyla susturduğunu anlatacaktır.
Fransızı, ermenisi, ingilizinin yaptığı zulüm, insanların çektiği acılar okurken insanın gözünde canlanıyor. elinize aldığınızda bir saatte okuyabileceğiniz güzel bir çalışma olmuş.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Maraş bize mezar olmadan düşmana Gülzar olmaz
Gerçekten kitabı açtığınız gibi bitirebileceğiniz bir kitap.
Fransızı, ermenisi, ingilizinin yaptığı zulüm, insanların çektiği acılar okurken insanın gözünde canlanıyor. elinize aldığınızda bir saatte okuyabileceğiniz güzel bir çalışma olmuş.
Zarifoğlu öyle bir yazar ki, ya her şeyi anlıyor insan ya da insan kendini hiçbir şey çıkarım yapamıyor gibi hissediyor…
güzel çalışma bir solukta bitiyor..