Futbolun en "canlı" unsurlarından biri: Taraftar. Tezahüratlarda, "zor" kazanılan maçlarda, takımın en "sıkıntılı" günlerinde, yağmurda, çamurda, deplasmanda her zaman hazır ve nazır... Şimdilerde "yenilenen" bir profile sahip olsa da hep tribünde en çılgın haliyle ya da gözyaşlarıyla resmedilen hep o Taraftar...Bir "dekor"...? Bir sosyolojik araştırma nesnesi...? Bir müşteri grubu...? Bir dost meclisi...? Bir popüler kültür ortamı...? Bir tutku...? Bir "delilik"...=? Bir kriminal problem...?Murat Toklucu'nun kitabı, Türkiye'de taraftarlık dünyasından profiller, manzaralar, portreler sunuyor.
bu kitaba kitap diyebilmek bile zor. gazetelerde yer alan ropörtajları okumakla kalıyorsunuz üstelik bunlar da 3-5 kişiden öteye gitmiyor. aralarına da taraftarın psikolojisini anlatan 3-5 cümle. işte elinizde kalan kitap. ben sıkı bir taraftarım ama taraftarlık olayını çok daha abartılı yaşayanları ben bile daha iyi tanıyıp tanımlayabiliyorsam, yazar bunun için biraz daha uğraş vermeliydi diye düşünüyorum. yavan ve baştan savma bir kitap
Tribünde yatıp kalkan insanların hayatının, ayrı bir yaratıklarmışcasına inceleme konusu hatta belgesel yapılabileceğini düşünüyor ve bu konuya dair yazıların kitaplaşmasına seviniyorum. Kitap için seçilmiş tribünler ve tipler çok yerinde, anılar çok keyifli ama bir problem var, kitabın sadece bir yerinde yazar yorum yapmış, onda da Amigo Orhan’ı efsaneleştirirken “Efsane bir yere gitmez, geri de dönmez” diyerek kendince Fenerbahçe’yle dalga geçip kimliğini az çok belli etmiş. Genişletilmiş tarafsız baskısını görebilmek ümidiyle…
Arka kapağında yazanlar insanın ilgisini çekiyor.Ancak ülkemizde binlerce taraftar olduğunu hesaba kattığımızda dört-beş tip taraftarı anlatmak gerçekleri yansıtmaya yetmiyor.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
bu kitaba kitap diyebilmek bile zor. gazetelerde yer alan ropörtajları okumakla kalıyorsunuz üstelik bunlar da 3-5 kişiden öteye gitmiyor. aralarına da taraftarın psikolojisini anlatan 3-5 cümle. işte elinizde kalan kitap. ben sıkı bir taraftarım ama taraftarlık olayını çok daha abartılı yaşayanları ben bile daha iyi tanıyıp tanımlayabiliyorsam, yazar bunun için biraz daha uğraş vermeliydi diye düşünüyorum. yavan ve baştan savma bir kitap
Tribünde yatıp kalkan insanların hayatının, ayrı bir yaratıklarmışcasına inceleme konusu hatta belgesel yapılabileceğini düşünüyor ve bu konuya dair yazıların kitaplaşmasına seviniyorum. Kitap için seçilmiş tribünler ve tipler çok yerinde, anılar çok keyifli ama bir problem var, kitabın sadece bir yerinde yazar yorum yapmış, onda da Amigo Orhan’ı efsaneleştirirken “Efsane bir yere gitmez, geri de dönmez” diyerek kendince Fenerbahçe’yle dalga geçip kimliğini az çok belli etmiş. Genişletilmiş tarafsız baskısını görebilmek ümidiyle…
Arka kapağında yazanlar insanın ilgisini çekiyor.Ancak ülkemizde binlerce taraftar olduğunu hesaba kattığımızda dört-beş tip taraftarı anlatmak gerçekleri yansıtmaya yetmiyor.