Zor zamanda konuşmak önemlidir. Yargının hukuku ihlal ettiği ve darbe tehditlerinin ülkenin ufuklarını kararttığı bir dönemde, "aydınlığın" sözcüsü olmak, sözü eyleme taşımak, hakkın şahitliğini üstlenmek.Mehmet Pamak, inanç ve düşüncelerinden dolayı son dönemlerde en fazla yargısal takibata uğramış isimlerden birisidir. Ama o, zor karşısında ve DGM duruşmalarında özür dileyen, sinen, yılışan ve kendini kurtarmaya çalışan bir tavrın değil; zulüm ve baskılara rağmen müslüman onur ve şahsiyetinin nasıl olması gerektiğini örneklendiren bir tutumun tanıklığını üstlendi. O, TCK 312/2 suçlaması karşısında kendisini kurtarmak için değil, İslami değerleri yükseltmek için sesini gürleştirdi. Pamak, TCK 312/2'nin "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçlamasının uhataplarının müslümanlar olmadığını, aksine müslümanları "demokrat", "Atatürkçü", "laik" olmaya zorlayan ve "Türkçülüğü" dayatan rejimin ve oligarşik azınlığın bizzat kendisi olduğunu, DGM duruşmalarında yaptığı savunmalarıyla ortaya koydu.Bu kitap, hem "163, madde" yerine ikam edilmeye çalışılan 312. Maddenin detaylı bir kritiğini, hem de yargı kıskacına alınmak istenen müslümanların mahkemelerde takınması gereken izzetli tavrın nasıl olması gerektiğini ortaya koyuyor.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)