1.KitapSabahattin Ali 3 Kitap Bir Arada… Sabahattin Ali’nin başyapıtlarından olan üç eseri bir arada... İçimizdeki Şeytan, 1939 yılında gazete tefrikası olarak yayınlanmış ve 1940 yılında kitap halinde yayınlanmıştır. Sabahattin Ali’nin eseri Kuyucaklı Yusuf ise 1932-37 yılları arasında gazete tefrikası olarak yayınlanmış ve 1937 yılı sonrası da kitap halinde yayınlanmıştır. Sabahattin Ali’nin başyapıtı Kürk Mantolu Madonna günümüze uzanan ölümsüz bir aşk öyküsünü anlatmaktadır. Kendini bu hayatta yalnız kabul eden bir adamın sergide gördüğü bir portreyle başlayan aşkı, tutkulu bir arayışa dönüşerek hayatında unutulmaz bir iz bırakacaktır. Sabahattin Ali’nin günümüzde de çok okunanlardan ve çok satanlardan düşmeyen bu üç eseri bir arada okuyucularımızın istifadelerine sunulmuştur. 2. KitapKod 5 “Anadolu Topraklarında Yatan Büyük Sır” Haluk Özdil 30 KASIM 2007 ISPARTA TÜRBETEPE… SAAT: 02.05Düşen Isparta Uçağının İçinde Altı Nükleer Fizikçi de Vardı...1830 rakımlı Türbetepe’ye düşen Atlasjet üç parçaya ayrılmış, uçağın gövdesi tepenin üzerinde kalırken, kuyruk ve ön kısmı yüz elli metre aşağıya savrulmuştu. Saatler 02.05’i gösterirken bir helikopterin ışığı aydınlattı Türbetepe’yi. Etraftaki kar kalıntılarını savurarak az ilerdeki küçük düzlüğe iniş yapan helikopterden hızla inen dört adam önce gövdenin olduğu bölüme yöneldiler. Kalın kar anorakları giyinmiş, başları kapüşonlu adamlar kuvvetli el lambalarıyla cesetlere bakarak ilerlemeye başladılar. En öndeki birden, durup bağırdı:“Bu yaşıyor!” Adam grubun liderine bakıyordu. Yanıt tek kelimeyle geldi:“Öldür.”…TÜRKİYE’YDİ HEDEF:Mustafa Kemal’in Meksika’da araştırma yapmak için görevlendirdiği Tahsin Bey’in düzenlediği sır dolu defterle başlamıştı her şey. Mesaj 3000 yıl önceden gelmişti: Anadolu topraklarında öyle bir sır yatıyordu ki, açıklandığı gün dünyada tüm dengeler değişecekti… Ve 1936 yılında sessizlik yemini edilerek defterin üçüncü cildi, “Sır taşıyıcılarına,” teslim edildi.” Bir benzeri konulmuştu Türk Dil Kurumu arşivlerine, o da 1970 yılında ortadan yok oldu. Bu defterde yer alan sırlar uğruna görünmeyen kirli bir savaş başlamıştı Türkiye’de, hiç durmadan saldırdılar. 2000’li yılların ortasına doğru açıklanması beklenen bu sırrın açığa çıkamaması için, gerekirse tüm dünyayı yok etmeye de hazırlardı… KOD 5’i hayata geçirmeye karar veren Türkiye Cumhuriyeti’ni durdurmak amacıyla, bilim adamlarını öldürdüler, bombalar patlattılar, terör örgütlerini devreye soktular, darbe yaptırmaya kalktılar ve suikastlar düzenlediler… Bu savaş halen devam ediyor “Büyük sır,” açıklandığı gün dünya, Anadolu topraklarından doğan yeni bir güce tanıklık edecek… 3. KitapKod Adı PegasusHaluk Özdil 2012 yılında Mersin’in ilçesinde işlenen cinayeti, hazine avcılarının arasındaki anlaşmazlıktan doğan sıradan bir adli olay olarak yansıtmıştı medya. Öldürülen kişinin polis olduğu ortaya çıktığında bambaşka bir boyut kazanmıştı bu karanlık olay. İlçenin gecekondu mahallesindeki o eski evin altında korkunç bir sır yatıyordu; geçmişi Hitler’e kadar uzanan… Sık sık kesilen elektrikler, çalışmayan cep telefonları, duran dijital saatler, bağlantı kuramayan internet ağları ve zaman zaman bozulan elektronik beyne sahip araçlar… O evin altında hazineden çok daha farklı bir şey vardı. Ve bu korkunç sır, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında oluşturulan bir yapılanmanın da ortaya çıkmasına sebep olur: KONSEY… İstihbarat örgütlerinin cirit attığı büyük ilçede görünmeyen bir savaş başlamıştır. Öyle bir oyundur ki bu, bir ucu 1939 yılında Avusturya’nın Döllersheim Köyünde yapılan korkunç deneye, diğer ucu ABD’ye kadar uzanmaktadır. Ne zaman başladığını ve nerede biteceğini kimse bilemez; çünkü Şeytanla piste çıktığınızda, dansın ne zaman biteceğine siz karar veremezdiniz. 4. KitapBeyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov “Bu kitap, ne bir romandır, ne de bir tarih kitabıdır. Eser, Avrupa’nın kuzey köşesinde, on binlerce göl arasına sıkışmış bulunan, yazları kısa, kışları uzun ve toprakları genellikle granit taşlarıyla kaplı olan Finlandiya’dan ve bu ülkenin üç milyonluk Fin halkı tarafından gerçekleştirilen planlı ve sürekli çalışmalarını ve alınan neticeleri yazmaktadır. Bölgenin, Avrupa’nın imar edilmiş bir ülkesi hâline nasıl getirildiğini ve bu ülke halkının çalışmalarının diğer ülkeler için nasıl bir örnek olabileceğini anlatmaktadır. 5. KitapKaranlığın Ardında SaklıArzu Öcal Kapılar Sonsuza Dek Kapandı, Yaralı Bebek ve Oyun Başlasın romanlarının yazarından gerilim dozu yüksek yeni bir roman. Yazar ustaca dokunmuş kelimelere ve sürpriz sonu ile de ters köşe olmaya hazır olun. Ceyla, annesinin ve pek çok kişinin öldüğü gece hayatta kalabilmeyi başarmış, neler olduğunu bilen tek kişidir. Henüz beş yaşında olması nedeniyle ve yaşadığı travma sonucu uzun süre toparlanamaz. On dokuz yaşına kadar zihninde bölük pörçük görüntüler, dilindeyse bir dünya cevapsız soru vardır. Olaydan on dört yıl sonra arkadaşlarıyla birlikte annesinin öldüğü yurda doğru maceralı bir yolculuğa çıkarlar. Amaçları bir gece geçirmek, geçmişin küllerini savurup gerçeği ortaya çıkarmaktır. Ne kadar yanlış bir karar verdiklerini anladıklarındaysa iş işten geçmiştir. 6. KitapBÖKE “Namlunun Ucunda”Yasin Taşdöğen Bozkurt Timi…Türkiye’nin üzerine karabasan gibi çöken uluslararası düşmanların ve piyonlarının ülke içindeki örgütlerinin vatan üzerine kurguladıkları hain emellerini gün yüzüne çıkarmayı başaran timin bu sefer ki görev yeri Diyarbakır Sur...Diyarbakır Sur olaylarının ardındaki asıl amaç ne?...Derinlerde Türkiye’nin sinir uçlarına dokunan karanlık güçler kimler?...Sur'u karıştırmak istemelerindeki asıl amaçları yüz yıllık planın fitilinin ateşlenmesi mi?...Suriye... Sınır...Osmanlı’nın tarih sahnesinden silinmesinden sonra İslam toprakları büyük bir buhran içerisinde ve kan gölüne dönmüş halde...Batı başta olmak üzere onların piyonu Okyanus ötesi ile diğer güçlerin bölgemizdeki amaçları ve kan gölüne çevirdikleri İslam ülkelerindeki asıl amaçları ne?..Türkiye bugüne kadar hep piyonlarla mücadele etti...Diyarbakır, Sur ve diğer bölgelerde piyonlar düşürüldü. Şimdi sıra kaleyi ve veziri düşürüp şah çekme zamanında.Bunun için de ‘Bozkurt Timi’ iş başında... 7. KitapAlamut’un Efendisi HASAN SABBAHPol Amir Alamut'un Efendisi, Hasan Sabbah adlı bu eser, İsmailiye Mezhebi'nin bir kolu olan ve Hasan Sabbah tarafından kurulan Bâtıni Mezhebi'ni anlatırken, insanların din ve mezhep uğruna yaptıkları savaşları, aynı inançtan olmayanların birbirleri ile mücadelelerini akıcı bir üslupla gözler önüne sermektedir. Bu romanda o dönemin heyecanını, üzüntüsünü ve sevincini bir arada yaşayacaksınız. Tarihin karanlıklarına dalarak, o devrin insanlarının makam, para ve çıkar uğruna birbirlerini nasıl parçaladıklarını, boğazladıklarını, birbirlerine karşı nasıl kin ve nefretle saldırdıklarını görecek ve günümüz için gerekli dersleri alacaksınız. Bu kitapta yer alan her mezhep mensubu, kendi inançları doğrultusundaki yaşamları, düşünceleri irdelenirken; kişilerin kendi inançlarını, nasıl acımasızca savundukları anlatılmaktadır. Selçuklu Tarihi'nin önemli bir dönemini anlatan bu kitap, o tarihte karanlıkta kalmış olan pek çok olayı gün ışığına çıkarmaktadır. 8. KitapŞarkısını Söylüyordu Deniz…Haluk Özdil Kirli bir savaşın yüz binlerce kurbanlarından birisiydi Azmide Dabah. Suriye’nin aristokrat sınıfına dâhil olan ailesi, işadamı eşi ve oğluyla yaşadıkları Halep şehrinde çıkan iç savaşla birlikte Suriye gerçekleriyle yüz yüze geldiler. Önce annesini kaybetti, ardından babası ve eşi gözlerinin önünde katledildi. Oğlu elinden alınıp kampa gönderilirken defalarca tecavüze uğradı. Sonra küçük rütbeli bir teröristin kölesi yapıldı. Yine de yaşadı, oğlu için… Ege Denizi’nde yaşamı son bulan, Bodrum, Yalıkavak’ta oğluyla birlikte can veren on yedi göçmenden birisiydi Azmide Dabah… Geriye yalnızca sarı kaplı ıslak günlüğü kalmıştı. Okurken, kirli savaşın iğrenç yüzüne, bir annenin günlüğüne yazdıklarıyla tanık olacaksınız. 9. KitapNora ile Şir MehmetMetin Yıldırım İmkansız olduğunu bile bile bir Ermeni kızı sevmişti. Elinde değildi vazgeçiş. Birkaç yüz metre ötesinde yaşayan Nora ile aynı havayı teneffüs etmek, aynı güneşi paylaşmak, aynı çaydan su içmek ona yetiyordu. Ermeni komitaları buna da izin vermeyince çaresizce başkalarının yâri oldular. Yazgısını Ermeniler yazmıştı. Sevdiğini elinden alan Ermeni komitacılar, bu defa ondan Vatanını, Bayrağını, ve diğer sevdiklerinin canını istediler. Bu kitap, Rus Çarlığının yıkılması ile silahlanan Ermenilerin Iğdır ve yöresinde başlattıkları katliamdan kaçan Şir Mehmet’in hayat hikayesini anlatır. Ermeni zulmünden kurtarabildiği küçük kızını sıtma elinden alır ama o, hayat mücadelesini bırakmaz. Hayatını kurtaran patronu ile beraber bazen Hoy şehrinin savunmasına bazen de Enver Paşa’nın Buhara’daki mücadelesine yardım eder ama aklı Anadolu’daki Mustafa Kemal’dedir. 1910-1923 yılları arasında var olan tüm kötülükleri yaşayan ve sevdiklerini kaybeden Şir Mehmet, vatan hasreti, açlık ve hastalıkla mücadeleden bitkin düşüp, hayattan ümidini kestiği bir anda Cumhuriyet ilan edilir ve oğlu Adil doğar. Yeniden ve hiçbir şeyi olmadan hayata başlayan Şir Mehmet’in hikayesi, Anadolu’da her Türk’ün yaşadığı trajik bir hikayedir. 10. KitapSeçilmişlerHaluk Özdil Yıl: 1991Yer: Cape Canaveral Uzay Üssü Florida- ABD Her şey 1991 yılında Mars'ta keşfedilen bir kratere SİNOP ismi verilmesiyle başlamıştı. Aynı yıl Ağustos ayında ABD'nin Sinop'taki askeri dinleme üssünde çok gizli bir deneme yapıldı; yuvarlak antenlerden çıkan gizemli sinyaller, yüzbinlerce arının ölümüne sebep oldu. Arı ırkı Sinop ve çevresinde yok olmak üzereydi. Oysa bu henüz başlangıçtı; SEÇİLMİŞ ÇOCUKLAR projesinin ilk adımı atılmış, ABD geleceğin dünyasına hazırlık yapmaya başlamıştı... Ama bilmedikleri bir şey vardı; sadece Amerika değildi geleceğin dünyasına hazırlanan, başka bir güç daha vardı... Ailelerinden koparılan yüksek zekalı çocuklar, yalnız dünya için değil, yakın gelecekte insanoğlunun koloniler oluşturacağı diğer gezegenler için eğitiliyorlardı. Ve kaçırılan küçük kızının peşinden Sinop'a gelen çaresiz bir anne ve gazetecinin işe karışmasıyla Pandora'nın Kutusu açılır; korkunç bir savaş başlamıştır artık...
Kitap Yorumları - (0 Yorum)