Bağımsızlık mücadelesi denince, akla savaş meydanları gelir. Gerçekten de, hemen hemen her milletin tarihinde, kanla yazılmış bağımsızlık destanları vardır. Ancak ilim, irfan, kültür ve sanat alanında bir bağımsızlık mücadelesini, topyekûn bir şekilde ve uzun bir süre omuzlayan milletlere pek sık rastlanmaz.Polonyalılar, bütün millî değerleriyle birlikte yok olma tehlikesini bir değil, birkaç defa atlattılar. Onların ülkelerine ayak basan her sömürgeci, tabiatının gereği olarak, doğrudan bu hedefe kilitlenmişti: Polonya, önce üç komşusu tarafından peş peşe defalarca parçalandı ve paylaşıldı. Arkadan, iki Dünya Savaşının ikisini de bütün şiddetiyle yaşadı. Nazi işgalinden sonra Sovyetler geldi.Ama ne Prusya kaldı ortalıkta, ne Naziler, ne Sovyetler.Polonyalılar ise, kendilerini tarih sahnesinden bütünüyle silmeye azmetmiş düşmanlarını peş peşe tarihe gömmüş bir ulus olarak, bugün hâlâ ayakta:Uçan Üniversite de böyle bir destanın kısa bir öyküsüdür.
Polonya’nın bağımsızlık mücadelesi işlenmiş. Ama daha sonra rehavete kapılan halkın nasıl Amerika’nın kültürel emperyalizmine dahil olduğu da apaçık ortada.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Polonya’nın bağımsızlık mücadelesi işlenmiş. Ama daha sonra rehavete kapılan halkın nasıl Amerika’nın kültürel emperyalizmine dahil olduğu da apaçık ortada.
Harika bir kitap. Polonya halkının sömürgecilere karşı mücadelesinde eğitimin ne kadar önemli olduğu görülüyor..
Zamanında bir süre yaşadığım, suyunu içip pierogisini yediğim(
Her yönden baskı altına alınmış bir toplumun, pranglarından kurtulma mücadelesinin hikayesi..
Agir zorluklar icerisindeki bir toplumunun, bilim ve sanat ile varligini evriestirmesi, ilham verici bir halk hikayesi.