Daha önce sizi Fraktal Düşünceler’imin dehlizlerine davet etmiş, ardından Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler’in var olduğuna ikna etmeye gayret etmiştim. Sonra da Değişen Be(y)nim ile beyinlerimizi anlatmaya çalıştım size; her birimizin değişmeye nasıl mecbur ve mahkûm olduğunun altını çizmek için… Şimdi, yıllardır kendime hatırlatmaya muvaffak oldukça beni yanlışlardan döndüren, hayatımın çözünürlüğünü arttıran ama ne hikmetse sıklıkla unuttuğum, unuttuğumuz, unutulan şeylere dair notlarımla karşınızdayım. Hatırlamaya en fazla ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda daha fazla unuturuz bazı şeyleri, bazı önemli şeyleri…Unutulacak Şeyler, her şeyin gördüğümüz gibi olmadığını sezgisel olarak hisseden, görünenin ve gösterilenin arkasını merak eden tecessüs sahipleriyle bir hasbıhaldir. Sadece ve sadece de, öncelikle kendime, bir hatırlatmadır… “Çağın insanı bir taraftan tutucu dinî geleneğin insan düşüncesini kısıtlayan cenderesinden, diğer taraftan modern militan ateizmin inanca savaş açmasından şaşırmış durumda. Sapmış inanışla mücadele etmesi gereken modern insan, inançla mücadele ediyor.İnançlarını savunmaya çalışan modern Müslüman aşırı siyasallaşmış durumda, ‘Medeniyet İnşa Etme’ idealini önemsemiyor. Elinde bulunan elmas değerindeki bilgileri Batı zihnine sunamıyor ve satamıyor. Bu konuyu dert edinenlerden birisi de Prof. Dr. Sinan Canan. “Unutulacak Şeyler” eseriyle bize felsefî bir ziyafet sunmuş, kendisini kutluyorum.” Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Bilimle uğraşmak zor iş. Hele ki bilmeyene anlatmak, daha da zor… Sinan Canan zor olanı hep başarıyor. Uzak ve soğuk bulduğumuz bilim dünyasını bizler için yine keyifli ve anlaşılır hale getiriyor.” Pelin Çift
Evet, gördüğümüz her şeyin aslında göründûğü gibi olmadığını, görünenin arkasında başka bir gerçekliğin olduğunu okuyucuyla hasbihal eder Sinan Canan. Yazdıkları kendine bir hatırlatmadır aslında. Ümmiye mektup yazmış ve “inancının kutsal kitabını oturup da kendi kafanla okumaya yetmez yüreğin” demistir biz okuyucuya. “Ey Sen” diyerek, zalimleri boğacak fırtınanın kanatlarını dogru yerde ve zamanda çırpmayan sen den kaynaklandığını balyozlamıştır zihinlere. Gençlik ne işe yarar derken, doğru yerde haddini aşmak hürriyetinde aramıştır gençliği. Saçaklı düşünmeyi öğütlemiştir. Biz okuyucuyu fabrika ayarlarımıza döndurmüş, dijital bir dünyada insan olmanın zorluğundan bahsetmiş, cinsel işlevler, beyin ve eşcinsellik konularinda da bilimsel gerçekler koymustur ezberleri bozarcasına. Ayrıntıdan bütüne ulaşmış, dünya denen ara yüzden, morfik alanlardan, boyutlar arasına geçmiştir. Şunu söyleyebilirim ki, okurken ufkunuzun açılacağını deneyimleyeceksiniz.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Sinan Canan kendini okutuyor
Benim için anlaması zor oldu ama çok faydalandığım bir kitap. Kapak fotoğrafının unutulmuş olması çok keyif vermişti ilk gördüğümde =)
Yazarı çok seviyorum insana birşeyler katıyor her kitabıyla
Evet, gördüğümüz her şeyin aslında göründûğü gibi olmadığını, görünenin arkasında başka bir gerçekliğin olduğunu okuyucuyla hasbihal eder Sinan Canan. Yazdıkları kendine bir hatırlatmadır aslında. Ümmiye mektup yazmış ve “inancının kutsal kitabını oturup da kendi kafanla okumaya yetmez yüreğin” demistir biz okuyucuya. “Ey Sen” diyerek, zalimleri boğacak fırtınanın kanatlarını dogru yerde ve zamanda çırpmayan sen den kaynaklandığını balyozlamıştır zihinlere. Gençlik ne işe yarar derken, doğru yerde haddini aşmak hürriyetinde aramıştır gençliği. Saçaklı düşünmeyi öğütlemiştir. Biz okuyucuyu fabrika ayarlarımıza döndurmüş, dijital bir dünyada insan olmanın zorluğundan bahsetmiş, cinsel işlevler, beyin ve eşcinsellik konularinda da bilimsel gerçekler koymustur ezberleri bozarcasına. Ayrıntıdan bütüne ulaşmış, dünya denen ara yüzden, morfik alanlardan, boyutlar arasına geçmiştir. Şunu söyleyebilirim ki, okurken ufkunuzun açılacağını deneyimleyeceksiniz.
Fraktal geometri uçsuz bucaksız