Uzakları, çok uzakları seyrederken, İngiliz kızın hayalleri gözlerinin önünden hiç gitmiyordu. Yüreğindeki çağlayanı biraz olsun sakinleştirmek, başını alıp giden dalgalara engel olmak için ne yapmalıydı? Okyanusa varmadan kaybolan ırmak, ateşle buluşmadan sönen kıvılcım, çölde kaybolan bir yolcu, otobüsün dağ başında unuttuğu bir çocuk gibi o, öylesine ulaşılmazdı ki... Çaresizliğin acımasız kollarına sıkışıp kalmak ve yalnızca beklemek... Ne kötü bir gelişme ve ne acı bir son... Eğer Selvinaz'ı seviyorsa Laura'dan hoşlanması ne ile izah edilebilirdi? Hangisinde nefsi konuşuyordu, hangisinde sevgi?..
Kitap Yorumları - (0 Yorum)