Güneş, iki adam boyu yükseldi.Tahaca, evinin önündeki seki taşına oturmuş, uzaklara bakarak dalıp gitmişti. Aydınlık bir gökyüzü vardı. Aydınlık gökyüzünde ak bulutlar uçuyordu. Aşağılardan, Akdenizden esen yel, deniz kokularına karışmış, taze, ıslak, nemli toprak kokuları getiriyordu.Bir yerlere yağmur mu yağıyordu ne? Burnuna burcu burcu taze toprak kokusu geldi birden. Sonra yapraklar hışırdadı. Sonbahar mevsiminde kuru yaprakların hışırtısı bir başka güzel olur, Torosların yamaçlarında.Bir yumak olmuş, seki taşının üstünde oturuyordu. Tek başına. Dalıp gitmişti. Bir damla yaş, gözpınarlarından çıktı, buruş buruş olmuş, çorak toprakları andıran yanaklarından yol yol kaydı, ince parlak bir çizgide. Yere düştü. Kımıldamadı Tahaca. Arkasından bir damla daha göz pınarlarından koparak yuvarlandı. Tahaca ağlıyordu sessiz sessiz.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)