Bir kent ile denizin evliliği duymadığımız,alışık olmadığımız türden bir olay. İnsanların çok yakıştırdığı ve bir izdivaçla manevi anlamda birleştirdiği bu toprak parçasıyla su,gerçek anlamda da zaten iç içe yaşıyor. Öyle ki sokaklarını bile sular kaplamış, tek vücut olmuşlar.Bugünkü Venedik'in doğmasına neden olan herşey, bir kaçış öyküsüyle başlar...Venedik, verimsiz bir bataklıktan mucizevi bir biçimde yaratılan sıradışı güzellikte bir kent olmanın ötesinde; tarihi, yaşayışı, mimari tarzları ve sanatın görkemli çeşitliliğine kadar bir çok konuda hayran bırakır herkesi kendine. Bugün olumsuz bir çok tehdit altında da olsa, dünyada kendisi için ayrılmış olan köşede nazlı bir kuğu gibi süzülmektedir Venedik.İster boş, ister insanlarla dolu olsun; ister güneşin sıcak dokunuşlarında, isterse soğuğun nefes kesen ayazında olsun; ister ışığın renklerle oynadığı gündüz vakti, ister ıssızlığın kol gezdiği alacakaranlıkta olsun ya da ister taşkınlarla birlikte kucaklaştığı "aqua alta" dönemlerinde yalnızlığa terkedilmiş, isterse masalımsı bir tiyatro sahnesine dönüştüğü karnaval zamanında şık kostümlerle dans eden maskeli insanlarla hareketlenmiş ve renklenmiş olsun, San Marco Meydanı’nın anlatacağı şeyler her defasında bir başka olur. Her mevsim ve her konumda daima özeldir.İşte bu kitapta değişik dönemlerde, değişik gözlerle çıkıldı Venedik yolculuğuna... Venedik’e gönlünü kaptıranlara ve kaptıracak olanlara sunuldu.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)