1920 yılının Mayıs ayında Tıbbiye öğrencisi İhsan, ortak bir tanıdıkları aracılığıyla Fatma Cevdet’e bir zarf yollar. Bu zarf iki gencin arasında üç yıl sürecek bir mektuplaşmayı başlatır. Fatma Cevdet ve İhsan dönemin koşulları gereği kısıtlı şartlar altında görüşür, sevgilerini büyük ölçüde bu mektuplar aracılığıyla ifade eder ve yaşarlar. Tiyatrolar, konserler ve sinemalarda görüşme imkânı da bulurlar. İkisinin pek çok dostu da bu kültür çevresinde faaldir: Muhittin ve Necmettin Sadık Sadak, Melek Celal, Selami İzzet Sedes, Ali Rıfat Çağatay, Mesut Cemil, Münir Nurettin Selçuk, Celal Sahir Erozan, Kemal Niyazi Seyhun, Karl Berger ve Paul Lange’nin adları mektuplarda sıkça geçer.İşgal İstanbul’unda başlayan ve şehrin kurtuluş günlerinde biten bu uzun mektuplaşma, hem son Osmanlı döneminde yetişmiş iki gencin duygu dünyasına hem de İstanbul’un gündelik hayatına benzersiz bir pencere açıyor…
anadolu yanıyorken yaşanan bir aşkın öyküsü. sosyal tarihe ilgi duyanlar için eşsiz mektuplar içeriyor. fatma hanımın duygu durumundaki değişmeler, okududğu kitaplar izlediği opera tiyatro ve sinemalar, gittiği mekanlar, anlatmaya değer gördüğü aile ilişkileri dönemin istanbulunu resmediyor bir yandan da. ikinci defa okuyorum şu an.
Kitap Fatma Hanım’ın İhsan Bey’e 1920-1923 yılları arasında yazdığı mektuplardan oluşuyor. Mektup sahiplerinin hikayelerini bilmesek de, (yine de bir çok şey mektuplar sayesinde ayandır) kitabın hikayesini biliyoruz. Mektupların edebi yönden güçlü ve güçlü olmalarında mektup sahibinin çok iyi bir eğitim almış olmasının etkisi büyük. Osmanlıca bilen Bahtiyar İstekli mektupları Osmanlıcadan Türkçeye çevirmiş, mektupların özünü bozmamaya gayret ederek, kelimeleri daha kolay anlaşılır hale getirmiş. Mektuplar güzelliğinden bir şey kaybetmemiş çünkü kelime çok. Bizim gibi meramını 300-500 kelime ile anlatmıyor ve elbette geniş bir kelime haznesiyle duygular çok daha güzel ifade edilebiliyor.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
kardeşimin tavsiyesi ile aldığım kitap.
anadolu yanıyorken yaşanan bir aşkın öyküsü. sosyal tarihe ilgi duyanlar için eşsiz mektuplar içeriyor. fatma hanımın duygu durumundaki değişmeler, okududğu kitaplar izlediği opera tiyatro ve sinemalar, gittiği mekanlar, anlatmaya değer gördüğü aile ilişkileri dönemin istanbulunu resmediyor bir yandan da. ikinci defa okuyorum şu an.
Sanki İhsan Bey mektubu yazarken ben yanındaydım gibi hissettim okurken. Duygulu hüzün dolu bir kitap.
Kitap Fatma Hanım’ın İhsan Bey’e 1920-1923 yılları arasında yazdığı mektuplardan oluşuyor. Mektup sahiplerinin hikayelerini bilmesek de, (yine de bir çok şey mektuplar sayesinde ayandır) kitabın hikayesini biliyoruz. Mektupların edebi yönden güçlü ve güçlü olmalarında mektup sahibinin çok iyi bir eğitim almış olmasının etkisi büyük. Osmanlıca bilen Bahtiyar İstekli mektupları Osmanlıcadan Türkçeye çevirmiş, mektupların özünü bozmamaya gayret ederek, kelimeleri daha kolay anlaşılır hale getirmiş. Mektuplar güzelliğinden bir şey kaybetmemiş çünkü kelime çok. Bizim gibi meramını 300-500 kelime ile anlatmıyor ve elbette geniş bir kelime haznesiyle duygular çok daha güzel ifade edilebiliyor.
Bu kapanacak 0 saniye