Hüsrev Bey, yattığı yerden, acıyla seyrediyordu kadını. Buradan, bu evden, kendisinden ayrılmaya hazırlanması içini burkuyordu, ansızın gelen bu aşk şiddetli bir acıyla hissettiriyordu kendisini, kadının gitmesine engel olmak, gerekirse yalvarmak istiyordu, ilk kez bir insana böylesine bağlanmıştı. Rosemary'den ayrılmak istemiyordu, burada, bu odada ya da başka bir yerde, başka bir evde ama daima Rosemary'yle birlikte olmak istiyordu. Rosemary gidince, her şey de onunla birlikte gidecekti, geriye büyük bir boşluk kalacaktı. O boşluğu taşımaya gücü yetmeyecekti. Rosemary'nin bir şeyler söylemesini bekliyordu. Onun da aynı üzüntüyü paylaştığını söylemesini, yeniden biraz önce yatakta olduğu gibi ağlamasını istiyordu. Rosemary, saçlarını tarayıp usta hareketlerle ensesinde topuz yaptı, ellerinin hareketi Hüsrev Bey'i üzüyordu, o hareketler kendisine yabancıydı, Rosemary'nin saçlarını tarayıp topuz yapmasını daha önce hiç görmemişti, kadında kendisinin tanımadığı en küçük bir harekete, söze, duyguya katlanamıyordu, saçlarını tarayış biçimine bile dayanamıyordu, saçlarını taraması, sanki yatakta aralarında kurulan yakınlığı, sevgiyi, aşkı bozuyordu.
Eserin bitiminde ‘Ne oldu şimdi?’ dercesine bir durum yaşadım. Zira sonuna dek ‘Altan şimdi beni şaşırtacak’ ümidiyle sayfaları çevirdim. Alelacele bağlanmış, tatmin etmeyen bir son ve hayal kırıklığıydı yaşadığım. Güçlü bir etkisi olmayan, vakit geçirmek için okunabilecek bir eser.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
yalnızlığın bir tarifi ölmek midir
Defalarca okunulabilecek türden bir eser
Eserin bitiminde ‘Ne oldu şimdi?’ dercesine bir durum yaşadım. Zira sonuna dek ‘Altan şimdi beni şaşırtacak’ ümidiyle sayfaları çevirdim. Alelacele bağlanmış, tatmin etmeyen bir son ve hayal kırıklığıydı yaşadığım. Güçlü bir etkisi olmayan, vakit geçirmek için okunabilecek bir eser.
mutsuz insanların arayışlarıyla dolu bir roman.
Daha önceden okumuştum hediye amaçlı aldım. Ahmet Altan! Başka söze gerek yok!