"Azizim Verne, peygamber bile olsanız, günümüzde getirdiğiniz vahye inanacak adam çıkmaz" yorumunu yapıyordu yayıncı P.J. Hetzel, Jules Verne'in kendisine sunduğu yazma metnin kenar boşluğunda... Jules Verne de böylece, 1863 yılında, Yirminci Yüzyılda Paris'i rafa kaldırdı; hem de tam Beş Hafta Balonla Seyahat'in, uzun ve kesintisiz bir edebi başarılar dizisini başlattığı sırada... Uzun zaman kayıp sanılan Yirminci Yüzyılda Paris'in yüz otuz yıl sonra bir rastlantı sonucu bulunmasıyla, insan ve yazar olarak Jules Verne hakkındaki fikrimizi baştan sona değiştiren ilginç ve güçlü bir eserle karşılaşmış oluyoruz.
20. yüzyılda bilim ve teknolojinin insanların yegane uğraş alanı olacağını, edebiyat ve sanatla ilgilenenlerle dalga geçileceğini öngörüyor Jules Verne. Abartıldığı kadar değil ama bazı kehanetlerinin gerçekleştiğini üzülerek görüyoruz. Oysa sanatla ucundan kıyısından ilgisi olmayanlara acımak gerekiyor, böylesine yavan, tatsız tuzsuz yaşadıkları için.
Jules Verne’nin 20.yy’ı hayal edişiGüzel bir anlatım.Yazar 20.yy’da edebiyatın artık şekil değiştirerek sadece bilimi konu alan bir edebiyat olacağını işliyor romanında.HATTA ABARTARAK YAŞAYAN HERKESİN SADECE BİLİMLE UĞRAŞDIĞINI DÜŞLÜYOR.Ama hayalleri güzel.Mesela Paris’e deniz gelmesi…Beğenmediğim yanı romanın sonu.Çünkü sonu belirsiz.Herhalde bu Fransızların ortak bir özelliği.
Yirminci Yüzyılda Paris Jules VERNE tarafından kaleme alınan; ancak yazarın yayımcısı Jules HETZEL tarafından yeterli bulunmayarak basılmayan bir kitap. Yazarın ölümünden sonra böyle bir kitabın varlığı bir mit olmuş. Elde kanıt bulunmadığı için çoğu kişi bu kitabı yazarın eserleri içine dahil etmemiş. Ne zaman ki yayımcı Hetzel’in Jules VERNE’e yazdığı ret mektubunun müsveddesi ele geçirilmiş; işte o zaman kitabın varlığından emin olunmuş. Yazarın oğlu Michel VERNE’in boş sanılan kasası açıldığında ise kitabın elyazma metinleri gün ışığına kavuşmuş. Böyle maceralar sonucunda daha yeni yeni kitap raflarını süsleyen bu eseri Türkiye’de TÜBİTAK yayınları Popüler Bilim Kitapları serisinde basmayı uygun görmüş. Kitabın konusu zaten adından da anlaşılabileceği gibi yazarın 20. yüzyıldaki Paris hayali. Kitabın 1860’lı yıllarda kaleme alındığı göz önüne alınınca yüz yıl sonraki gelişmeleri yazarın ne ölçüde tutturduğu görülebilir. Benim tespit ettiklerim asansör, metro, hesap makinaları gibi buluşlar oldu. Yazarın ne kadar ileri görüşlü olduğunu bu noktadan daha rahat anlayabiliyoruz. Bunlar iyi güzel de kitap gerçekten de konu olarak pek vasatı aşamamış. Bir eksiği de eksik olarak kabul edilirse, yazarın teknolojinin edebiyatı bitireceği yönündeki yanılsaması. Bu konu üzerine inşa edilen kitap günümüz göz önüne alındığında ne kadar hataya düştüğü gayet güzel görülüyor. Tabii ki kimse mükemmel olamaz.
Jules Verne bu eserinde çok yönlü bir 20. yüzyıl dünyası kurguluyor. Bir yandan, geleceğin dünyasının bilimsel ve teknik gelişmelerini hayal ederken bir yandan da toplum yapısının, eğitimin, sanatın, siyasetin, insan ilişkilerinin hangi noktalara gidebileceğini öngörüyor. Jules Verne, “20. Yüzyılda Paris” ile yine okurlarını şaşırtıyor; gerçekleşen ve gerçekleşmeyen kehanetleriyle… Bilimkurgu sevenlere…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
20. yüzyılda bilim ve teknolojinin insanların yegane uğraş alanı olacağını, edebiyat ve sanatla ilgilenenlerle dalga geçileceğini öngörüyor Jules Verne. Abartıldığı kadar değil ama bazı kehanetlerinin gerçekleştiğini üzülerek görüyoruz. Oysa sanatla ucundan kıyısından ilgisi olmayanlara acımak gerekiyor, böylesine yavan, tatsız tuzsuz yaşadıkları için.
Jules Verne’nin 20.yy’ı hayal edişiGüzel bir anlatım.Yazar 20.yy’da edebiyatın artık şekil değiştirerek sadece bilimi konu alan bir edebiyat olacağını işliyor romanında.HATTA ABARTARAK YAŞAYAN HERKESİN SADECE BİLİMLE UĞRAŞDIĞINI DÜŞLÜYOR.Ama hayalleri güzel.Mesela Paris’e deniz gelmesi…Beğenmediğim yanı romanın sonu.Çünkü sonu belirsiz.Herhalde bu Fransızların ortak bir özelliği.
En son ne zaman çıplak ayakla toprağa bastınız?? Hep asfalt hep trafik hep beton… Düşünen bir yazarın düşünen insanlara armağanıdır bu kitap.
Yirminci Yüzyılda Paris Jules VERNE tarafından kaleme alınan; ancak yazarın yayımcısı Jules HETZEL tarafından yeterli bulunmayarak basılmayan bir kitap. Yazarın ölümünden sonra böyle bir kitabın varlığı bir mit olmuş. Elde kanıt bulunmadığı için çoğu kişi bu kitabı yazarın eserleri içine dahil etmemiş. Ne zaman ki yayımcı Hetzel’in Jules VERNE’e yazdığı ret mektubunun müsveddesi ele geçirilmiş; işte o zaman kitabın varlığından emin olunmuş. Yazarın oğlu Michel VERNE’in boş sanılan kasası açıldığında ise kitabın elyazma metinleri gün ışığına kavuşmuş. Böyle maceralar sonucunda daha yeni yeni kitap raflarını süsleyen bu eseri Türkiye’de TÜBİTAK yayınları Popüler Bilim Kitapları serisinde basmayı uygun görmüş. Kitabın konusu zaten adından da anlaşılabileceği gibi yazarın 20. yüzyıldaki Paris hayali. Kitabın 1860’lı yıllarda kaleme alındığı göz önüne alınınca yüz yıl sonraki gelişmeleri yazarın ne ölçüde tutturduğu görülebilir. Benim tespit ettiklerim asansör, metro, hesap makinaları gibi buluşlar oldu. Yazarın ne kadar ileri görüşlü olduğunu bu noktadan daha rahat anlayabiliyoruz. Bunlar iyi güzel de kitap gerçekten de konu olarak pek vasatı aşamamış. Bir eksiği de eksik olarak kabul edilirse, yazarın teknolojinin edebiyatı bitireceği yönündeki yanılsaması. Bu konu üzerine inşa edilen kitap günümüz göz önüne alındığında ne kadar hataya düştüğü gayet güzel görülüyor. Tabii ki kimse mükemmel olamaz.
Jules Verne bu eserinde çok yönlü bir 20. yüzyıl dünyası kurguluyor. Bir yandan, geleceğin dünyasının bilimsel ve teknik gelişmelerini hayal ederken bir yandan da toplum yapısının, eğitimin, sanatın, siyasetin, insan ilişkilerinin hangi noktalara gidebileceğini öngörüyor. Jules Verne, “20. Yüzyılda Paris” ile yine okurlarını şaşırtıyor; gerçekleşen ve gerçekleşmeyen kehanetleriyle… Bilimkurgu sevenlere…