"Anne sevgisi öyle bir şey ki benzersiz bir seçilmişlik duygusu veriyor. Tıpkı peygamberlerin benzersiz ve olağanüstü bir görev için seçilmiş olmaları gibi... Bu açıdan tanrısal bir içeriği de var, bu sevginin. Annelerimiz bizi hiç bir karşılık beklemeden severler... iyi de olsak, kötü de; hırsız da olsak, dürüst de olsak; katil de olsak, bütün varlığımızı insanlara adamış da olsak annelerimizin bize karşı duyduğu sevginin içeriği değişmez... Oysa "üvey anne" sadece aynı evi paylaştığınız bir "yabancı"dır... Tanımı gereği onun sevgisi, öz annenin sevgisiyle yarış edemez. Bir de bunun üstüne küçüklüğümüzden itibaren hepimizin kafasının içine sokuluş üvey anne aleyhtarı düşünceleri eklerseniz, karar vermeniz hiç de zor olmaz. Üvey anneler kötüdür! Daha önce üzerinde çok kafa yormamıştım ama artık bunun büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Aynı kadının "öz anne" olunca yüceltilmesi, "üvey" sıfatını kazanınca aşağılanması haksızlık..."
Bir gün anne ölür ya da evi terk eder. Ve yine bir gün eve yeni bir anne gelir: Üvey anne. O gün bütün eşyalar, o eşyalara dokunan el yüzünden soluklaşır. ‘Üvey’ olan, ‘öz’ olanı sildikçe, çocuk da silinmeyen izler bırakır. Hala kim olduğunu bilmiyoruz üvey annenin. ‘Üvey’ ve ‘anne’ kelimelerinin zoraki yanyana gelip durmasından değil. Yeni çocukla, yeni anne arasında babanın aracılığıyla kurulan gergin ilişkiden de değil. Çocuğun, ‘öz’ olandan kalma büyülü dokunuşların yerine başka bir dokunuşu koyamamasındandır bu. Bir de, kimsenin ‘öz’ olan gibi dokunamamasından belki. Çekirge ve Bakım, toplumun üvey anneye bakışındaki ön yargıları, üvey annenin içinde bulunduğu zorlukları, üvey çocuğun ve babanın duygularını sorgulayıp çözümlüyor bu kitapta. ‘Üvey Anne Efsanesi’ çocuk ve anne arasındaki ilişkiyi şablonların dışında tartışıyor.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Bir gün anne ölür ya da evi terk eder. Ve yine bir gün eve yeni bir anne gelir: Üvey anne. O gün bütün eşyalar, o eşyalara dokunan el yüzünden soluklaşır. ‘Üvey’ olan, ‘öz’ olanı sildikçe, çocuk da silinmeyen izler bırakır. Hala kim olduğunu bilmiyoruz üvey annenin. ‘Üvey’ ve ‘anne’ kelimelerinin zoraki yanyana gelip durmasından değil. Yeni çocukla, yeni anne arasında babanın aracılığıyla kurulan gergin ilişkiden de değil. Çocuğun, ‘öz’ olandan kalma büyülü dokunuşların yerine başka bir dokunuşu koyamamasındandır bu. Bir de, kimsenin ‘öz’ olan gibi dokunamamasından belki. Çekirge ve Bakım, toplumun üvey anneye bakışındaki ön yargıları, üvey annenin içinde bulunduğu zorlukları, üvey çocuğun ve babanın duygularını sorgulayıp çözümlüyor bu kitapta. ‘Üvey Anne Efsanesi’ çocuk ve anne arasındaki ilişkiyi şablonların dışında tartışıyor.