Dinin eğitimi ve öğretimi, ilmi bir bilginin öğretimi gibi tasarlanıp yürütülemez. Bir başka deyişle dini değerlerin anlaşılıp yaşanması yalnızca öğretimle, bilgi vermekle sağlanamaz. "Dini eğitim ile" "Din kültürü öğretimi" tamamen farklı şeylerdir. Dini eğitim; kişinin bağlı olduğu dinin temel inançları ve geleneğin bilgisi kadar, bunların bireysel tecrübesini ve pratiğini de çocuğa ve gence kazandırmak durumundadır. Böylece dini eğitim, basitçe din hakkında bilgilendirmeyi değil, kişilik ve kimlik düzeyinde bir dindarlık gelişimini hedef almalıdır. Dinin hedeflediği "olgun insan", "erdemli kişilik" ancak bilgi, değer ve tecrübe bütünlüğü içerisinde tasarlanıp uygulamay konulmuş bir din eğitimi programının yardımı ile ulaşılabilir bir sonuçtur.Toplumumuzda şiddet ve terör olaylarına karışmış dini cemaat üyeleri üzerinde yapılacak bilimsel bir araştırma, bu kişilerin benimsemiş oldukları dini ideolojinin, resmi dini eğitim kurumları dışından beslendiğini çok açık şekilde ortaya koyacaktır. Bu durumun toplumumuz açısından meydana getireceği sakıncalar, devletin denetim ve gözetiminde okul sistemi içerisinde Din Kültürü derslerinin yanında, kişilik dindarlığını gerçekleştirme amacını gözeten “ isteğe bağlı dini eğitim” uygulamasıyla en aza indirilebilir.Yazarlar: Prof.Dr.Halis Ayhan - Prof.Dr.Hayati Hökelekli - Doç.Dr.Yurdagül Mehmedoğlu - Y.Doç.Dr.Mustafa Öcal - Dr.Halil Ekşi
Kitap Yorumları - (0 Yorum)