Selçuklu ve Osmanlı döneminde Hristiyanlığı benimsememiş olarak dil, örf ve adetlerinde değişiklik olmaksızın varlıklarını sürdüren bu insanlar, Kurtuluş Savaşı yıllarında da Yunan Ordusuna karşı Türk Ordusunun yanında yer almışlardır. Ankara'da yeni kurulan Hükümete çektikleri telgraflarla, işgal ordularını destekleyen ve Türk Devletinin bölünmesini ve yıkılmasını hedefleyen Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi ile ilişkilerini kestiklerini deklare etmişlerdir. Milli Devlet'i ve Orduyu desteklemek amacıyla teşkilatlanmışlar ve Kayseri'de yeni bir Patrikhane kurmuşlardır...
Türk Ulusu açısından hayati bir önem taşımakla beraber, toplum olarak pek tanımadığımız Türk Ortodokslarının tarihi serüvenini ve Cumhuriyet Dönemi sonrası Fener Rum Patrikhanesi’ne karşı olan mücadelesini merak edenlerin kaynak kitaplarından birisi…
ilgi çeken bir kitap olan bu eserin konusu Milli Mücadelede Türklerin karşısında olan azınlıkların olduğu gibi yanında da olanların olduğunu bize göstermekte ve devletin bu kişilere sahip çıkamadığını zamanla yok olduklarını anlatmaktadır.
Bu kitabı okuduğunuzda özellikle bir kısım ön yargılarınız ortadan kaybolduğu gibi bir kısım gerçeklikleri de görebilmiş oluyorsunuz. Türk Ortodoks Kilisesi adına Türkiye de yaşanan acı bir olayın ardından konuşan Türk Ortodoks Kilisesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol’ a kulak verelim;Türk milletinin her zaman bütün dinlere karşı saygılı ve hoşgörülü olduğunu ifade eden Erenerol, şunları kaydetti:”Bunun nedeni Türkler’in 3 semavi dine mensup insanları kendi ailesinde barındırmasıdır. Türkler, hem Müslüman’dır, hem Hıristiyan’dır, hem de Musevi’dir. Asla dinlere karşı bir düşmanlık söz konusu değildir. Dolayısıyla bütün dinlerin din adamlarına karşı da aynı saygıyı ve hoşgörüyü gösterirler. İŞte bu sözleri de duyduktan sonra ve3 kitabı okuduğunuzda anlıyorsunuz ki Fener Rum Ortodoks Kilisesi ve Türk Ortodoks Kilisesi birbirinden ayrılmalıdır. Bu iki kilisenin fraksiyonları ve amaçları farklıdır. Bunu önemle farketmeniz için sanırım bu kitabı okumalısınız.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Türk Ulusu açısından hayati bir önem taşımakla beraber, toplum olarak pek tanımadığımız Türk Ortodokslarının tarihi serüvenini ve Cumhuriyet Dönemi sonrası Fener Rum Patrikhanesi’ne karşı olan mücadelesini merak edenlerin kaynak kitaplarından birisi…
ilgi çeken bir kitap olan bu eserin konusu Milli Mücadelede Türklerin karşısında olan azınlıkların olduğu gibi yanında da olanların olduğunu bize göstermekte ve devletin bu kişilere sahip çıkamadığını zamanla yok olduklarını anlatmaktadır.
Bu kitabı okuduğunuzda özellikle bir kısım ön yargılarınız ortadan kaybolduğu gibi bir kısım gerçeklikleri de görebilmiş oluyorsunuz. Türk Ortodoks Kilisesi adına Türkiye de yaşanan acı bir olayın ardından konuşan Türk Ortodoks Kilisesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol’ a kulak verelim;Türk milletinin her zaman bütün dinlere karşı saygılı ve hoşgörülü olduğunu ifade eden Erenerol, şunları kaydetti:”Bunun nedeni Türkler’in 3 semavi dine mensup insanları kendi ailesinde barındırmasıdır. Türkler, hem Müslüman’dır, hem Hıristiyan’dır, hem de Musevi’dir. Asla dinlere karşı bir düşmanlık söz konusu değildir. Dolayısıyla bütün dinlerin din adamlarına karşı da aynı saygıyı ve hoşgörüyü gösterirler. İŞte bu sözleri de duyduktan sonra ve3 kitabı okuduğunuzda anlıyorsunuz ki Fener Rum Ortodoks Kilisesi ve Türk Ortodoks Kilisesi birbirinden ayrılmalıdır. Bu iki kilisenin fraksiyonları ve amaçları farklıdır. Bunu önemle farketmeniz için sanırım bu kitabı okumalısınız.