Bir ulusun evlatlarından en büyüğü olarak baştacı ettiği bir insan için o ulustan değildir demek, onu bu ulusun elinden çekip almak öyle seve seve ya da kolaycacık girişilecek bir iş değil; hele bunu yapacak kimsenin kendisi o ulusun bir parçasıysa. Gelgelelim, sözde çıkarlar uğrunda bir Doğru’yu ortaya koymaktan kaçınmak, hiçbir neden öne sürülerek haklı gösterilemez; kaldı ki, bir durumun aydınlığa kavuşturulması bilgi ve deneyim hazinemizi zenginleştirir.Freud’un, Totem ve Tabu’dan 25 yıl sonra yazdığı ve en tartışmalı kitaplarından biri olan Musa ve Tektanrıcılık, Musa’nın Yahudi olmadığı, gerçekte Eski Mısır asıllı olduğu, Mısırlı bir tektanrıcı olan Akhenaton’un yakın takipçisi hatta bizzat kendisi olabileceği iddiaları üzerine temelleniyor. Bu iddiaları açıklayan üç ana bölüme ilave olarak ele alınan son bir bölümde ise, tarihsel olaylarla ilgili hipotez üretme aracı olarak psikanalitik teori üzerinde duruluyor.Yahudi halkının birçok özelliğini anlama, özellikle de dinin yapısına yeni bir bakış kazanma fırsatı yakalayan ve önceki kitapları Totem ve Tabu ve Bir Yanılsamanın Geleceği’nde dile getirdiği düşüncelerden yola çıkan Freud, Musa ve Tektanrıcılık’ta bu düşüncelerini “daha adil bir formül ile” geliştiriyor. Bulgusu ise şöyle: “Dinin gücü gerçekliğine dayanır, ancak bu gerçeklik maddi değil, tarihidir.”
Freud’a -19 ve 20. yüzyılların en ön planda olan kişiliklerinden birine- bakış açımı negatif yönde değiştirecek kadar hayal kırıklığı ile dolu. Freud bir sonuç belirlemiş ve kitabı bu sonuca uydurmuş, oysa bana göre bir tez çalışma boyunca şekillenmeli ve çalışmanın ortaya koyduklarına göre sonuçlanmalıydı. Sunduğu sebepler ve sonuçlar ikna edicilikten son derece uzak, çoğu kez varsayımdan öteye geçmiyor ve dayanakları basit bir psikolojik genellemeden ibaret. Sadece basit bir örnekle Musa’nın tarihi şahsiyetini bilinenden çok farklı yorumluyor ama bu yorumun neden olduğu boşlukları, Yahudi atalar dönemini, Mısır tarihi vakalarını açıklamakta eksik kalıyor. Musa konusuna ufak istisnalar dışında sadece psikolojik perspektiften yaklaşıyor. Geride bıraktığı boşluklar farkedilmiş olmalı ki Ahmed Osman bu boşlukları doldurmaya çalışmış ve Freud’un tezlerini ileriye götürmeye gayret etmiştir. Bence Freud psikanalizde kalmalı bu sulara girmemeliydi.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
inandığımız değerlerin kökenine inmek
Dinlerin kökeni ile ilgili bir araştırma
Freud’a -19 ve 20. yüzyılların en ön planda olan kişiliklerinden birine- bakış açımı negatif yönde değiştirecek kadar hayal kırıklığı ile dolu. Freud bir sonuç belirlemiş ve kitabı bu sonuca uydurmuş, oysa bana göre bir tez çalışma boyunca şekillenmeli ve çalışmanın ortaya koyduklarına göre sonuçlanmalıydı. Sunduğu sebepler ve sonuçlar ikna edicilikten son derece uzak, çoğu kez varsayımdan öteye geçmiyor ve dayanakları basit bir psikolojik genellemeden ibaret. Sadece basit bir örnekle Musa’nın tarihi şahsiyetini bilinenden çok farklı yorumluyor ama bu yorumun neden olduğu boşlukları, Yahudi atalar dönemini, Mısır tarihi vakalarını açıklamakta eksik kalıyor. Musa konusuna ufak istisnalar dışında sadece psikolojik perspektiften yaklaşıyor. Geride bıraktığı boşluklar farkedilmiş olmalı ki Ahmed Osman bu boşlukları doldurmaya çalışmış ve Freud’un tezlerini ileriye götürmeye gayret etmiştir. Bence Freud psikanalizde kalmalı bu sulara girmemeliydi.
Freud’u başka diyarlara götüren kitap
Kitap yalnız Musa’nın kökenini değil,tüm tektanrili dinlerin kökenini psikanalizle açıklamaya çalışıyor,kesinlikle size birşeyler katacaktır