Dünyanın en eski mesleğinin fahişelik olduğu kabul edilir. Fahişeler tarih boyunca aşağılanmış, dışlanmış aynı ölçüde de vazgeçilmez olmuşlardır. Özetle bu kurum insanlığın zaman aşımına uğramayan en eski ikiyüzlülüğüdür. Türkiye dahil pek çok ülkede fuhuş yasal çerçeve içine alınmıştır, ancak bunun bir meslek olup olmadığı, bu meslek sahiplerinin ne tür hakları olması gerektiği hâlâ tartışmalıdır.Fahişeliğin Öbür Yüzü'nde bu meslek, bizzat onu icra edenler tarafından anlatılıyor. Kitapta fahişeliğin etik, hukuki ya da toplumsal boyutları doğrudan ele alınmamakla birlikte, her kadının öyküsünde bütün bu sorunlar karşımıza çıkıyor.On beş kadın, deneyimli gazeteci Fügen Yıldırım aracılığıyla okuyucuya ve topluma bu "iş"i seçiş nedenlerini, acılarını, dertlerini ve umutlarını aktarıyorlar. On beş tanıklık, sadece fahişeliğin değil, "Bu yola neden düştün?", "Nasıl düştün?" sorularının arkasında gizlenen toplumun diğer yüzünü de açığa vuruyor.
Keşke açık yüreklilikle herkes bu kitabı ve bunun gibi kitapları okuyabilse.Ne gereği var demeden gerçekleri anlayabilsek.Ben kendi adıma yazara teşekkürü bir borç biliyorum.Zor ve bu kadar ön yargılı olunabilecek bir konuda bir bayan olarak duyarlı davranıp bu konuda bir kitap yazması duyarlı olduğu kadar cesaret verici bir davranış.Özellikle genç kızlarımızın ve tüm bayanların okuması gereken bir kitap.
Kitap kadınlarımızın hala her konumda nasıl bu kötü yollara düştüğünü,ailelerin cahilliklerini anlatıyor.Karısını erkek bir doktorun muayene etmesini istemediği için doğum esnasında kaybedip, büyüyen kızını nikahlamadan yan odada başkasıyla gerdeğe sokması gibi aşağılık sebeplerden dolayı sürüklenen genç kadınların hala olması ne kadar acı.
Ozel mecmualari okumaktan, biyografi tur kitaplardan hoslanan biriyseniz bu kitap ilginizi cekecektir. ben ilgiyle okudum, kadinlarin hayatlari gercekten cok zor ve o kadar da ilginc…
Kitap 15 farklı hayat kadının ağzından hayat kadını olmayı anlatması açısından hayat kadınına ilişkin klişeleri alt üst edici bir özellik taşımakta. Anlatılan hikayeler,hayat kadınlarına atfedilen Türk filmi vari “gazozuna ilaç atılan genç kız” hikayesi veya “merdiven silse siler”ci katı ahlakçı tutumların hiçbirinin gerçek hayat pratikleriyle birebir örtüşmediğini göstermekte. Nitekim her meslek gibi bu meslek de tercih meselesi olabilmekte veya dünyadaki çoğu insan gibi seçeneksiz bırakılmışların belki de elindeki tek seçenek olması hasebiyle insanlar hayat kadını olarak hayatlarını kazanmaktadır. Hikayeleri baştan aşağı yorumsuz ve ön yargısız okunması halinde bu sektörde çalışmak istemediği halde çalışmak zorunda bırakılanlara yaratılabilecek alternatifler hakkında bir fikir sahibi olunması da olası
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Fahişelik fahişelerin suçu mu toplumun mu? Kader mi istek mi? Tercih mi zorunluluk mu? Okuyun, fikir edineceksiniz…
Keşke açık yüreklilikle herkes bu kitabı ve bunun gibi kitapları okuyabilse.Ne gereği var demeden gerçekleri anlayabilsek.Ben kendi adıma yazara teşekkürü bir borç biliyorum.Zor ve bu kadar ön yargılı olunabilecek bir konuda bir bayan olarak duyarlı davranıp bu konuda bir kitap yazması duyarlı olduğu kadar cesaret verici bir davranış.Özellikle genç kızlarımızın ve tüm bayanların okuması gereken bir kitap.
Kitap kadınlarımızın hala her konumda nasıl bu kötü yollara düştüğünü,ailelerin cahilliklerini anlatıyor.Karısını erkek bir doktorun muayene etmesini istemediği için doğum esnasında kaybedip, büyüyen kızını nikahlamadan yan odada başkasıyla gerdeğe sokması gibi aşağılık sebeplerden dolayı sürüklenen genç kadınların hala olması ne kadar acı.
Ozel mecmualari okumaktan, biyografi tur kitaplardan hoslanan biriyseniz bu kitap ilginizi cekecektir. ben ilgiyle okudum, kadinlarin hayatlari gercekten cok zor ve o kadar da ilginc…
Kitap 15 farklı hayat kadının ağzından hayat kadını olmayı anlatması açısından hayat kadınına ilişkin klişeleri alt üst edici bir özellik taşımakta. Anlatılan hikayeler,hayat kadınlarına atfedilen Türk filmi vari “gazozuna ilaç atılan genç kız” hikayesi veya “merdiven silse siler”ci katı ahlakçı tutumların hiçbirinin gerçek hayat pratikleriyle birebir örtüşmediğini göstermekte. Nitekim her meslek gibi bu meslek de tercih meselesi olabilmekte veya dünyadaki çoğu insan gibi seçeneksiz bırakılmışların belki de elindeki tek seçenek olması hasebiyle insanlar hayat kadını olarak hayatlarını kazanmaktadır. Hikayeleri baştan aşağı yorumsuz ve ön yargısız okunması halinde bu sektörde çalışmak istemediği halde çalışmak zorunda bırakılanlara yaratılabilecek alternatifler hakkında bir fikir sahibi olunması da olası