Aklını kaçırmaktan kim korkmaz ki? Her şeyimizi kontrol, sevk ve idare eden yegâne parçamız aklımız, ya bizim hâkimiyetimiz altında olmasaydı neler olurdu? Hipnoz! Hâlâ gizemini koruyan bir muamma! Bu muammanın gücü altında kontrolden çıkmış bir akıl. Belki o kadar da kötü değildir. Kim bilir?“Günümüzde insanın sadece irade gücü ile bir başka -bir- insanı etkileyip onu ölümü anımsatan (en azından bildiğimiz her şeyden daha çok ölümü anımsatan) garip bir duruma düşürebilir. Bu durumdaki kişinin dış duyu organlarını çok az ve güçlükle kullanırken fiziksel organlarının algı sınırları ötesindeki şeyleri, henüz açıklayamadığımız bir şekilde, oldukça yoğun bir şekilde algılayabilir. Dahası zihinsel yetilerin şaşırtıcı bir şekilde güçlendiğini; onu etki altında tutan kişiye büyük bir yakınlık duyduğunu ve son olarak da bu etkiye ne kadar sık maruz kalırsa, etkinin aynı oranda güçlendiğini, daha uzun süreli ve yoğun olduğunu kanıtlamaya çalışmaktan daha büyük bir zaman kaybı olamaz.”
Hipnoz, bakışla, sözle veya bazı yardımcı nesneler kullanılarak, telkin ile oluşturulan özel bir bilinç hâlidir. Bir başka deyişle bir trans hâlidir. Bu trans sırasında, kişi çevreden gelen tüm (ses, ışık, koku vb.) uyaranlara kendini kapatır veya aldırmazken, hipnoz yapan kişinin telkinlerini artmış bir dikkatle dinler, anlar ve gönüllü katılımla uygular.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
İçerisindeki ilginç diyaloglarıyla ilgi çekici bir eser.
Hipnoz, bakışla, sözle veya bazı yardımcı nesneler kullanılarak, telkin ile oluşturulan özel bir bilinç hâlidir. Bir başka deyişle bir trans hâlidir. Bu trans sırasında, kişi çevreden gelen tüm (ses, ışık, koku vb.) uyaranlara kendini kapatır veya aldırmazken, hipnoz yapan kişinin telkinlerini artmış bir dikkatle dinler, anlar ve gönüllü katılımla uygular.