2012 yılının Temmuz ayında, 1433 Ramazan’ında, Ali Bulaç’ın peş peşe üç yazısına Mümtaz’er Türköne’nin verdiği cevap, son yıllarda basın aracılığıyla yapılan en geniş beyin fırtınasının işaret fişeğini yakacaktı. Sözkonusu tartışma boyunca, çok sayıda entelektüel,İslamcılığa birbirlerinden çok farklı açılardan yaklaştı, her yazı bir diğerini tetikledi ve tartışma tek başına bu haliyle bile, İslami kesim arasındaki çoğulculuğu ve entelektüel devinimi ortaya koyacak bir işleve büründü.Bununla birlikte, tartışmanın asıl önemli tarafı, katılımcılarının çokluğu, süresinin uzunluğu veya katılımcılarının üslubundan ziyade, tartışılan konunun hem Türkiye hem de Ortadoğu için ifade ettiği büyük anlamdı. Post-Kemalist dönemde, yeni bir “sivil din” arayışı içindeki Türkiye’nin geleceği tartışıldı biraz da İslamcılık üzerinden. Bu haliyle tartışma, ileride bu ilginç zamanları çalışacak çok sayıda akademisyen için de eşsiz bir malzeme deposu anlamına geliyor. 40’a yakın yazarın kaleminden 100’ü aşkın yazıyla elinizdeki kitap İslamcılık tartışmasını bütünlüğü içinde veriyor.
Köşe yazıları dahil gazete okumayı çok sevmem. Cemil Meriç’in dediği gibi fazla sorumsuz. Benim gibi düşünenler bile sıkar çoğu zaman. Çünkü istisnalar olsa da itaat etmek zorunda oldukları efendileri vardır hep. Ne kadar haklı olduğumu gördüm. Elbette ağırlığını ve onurunu koruyup yazanlar yok değil. Fakat diğerleri ne kadar çoğunlukta. Hele tartışmanın bir cephesi olan Türköne yi okumak zulümdü. Bir insan bu kadar mı sığ düşünür. Sanki düşünmemişte sen böyle düşünmelisin dedikleri için düşünmeye küsmüş. Boşuna zaman harcamayın. Gidin iki satır İsmail Kara okuyun.
İslamcılığın ne olduğu, nasıl göründüğü ve nasıl olması gerektiğiyle ilgili islam entellektüellerinin nazarından eleştirel bir yapıt olmuş.bir kitaptan ziyade detaylı bir dergi başlığı gibi geldi bana eser yani sıkmadı.
İslamcılık üzerine entelektüel bir beyin fırtınası. 2012 yılı Ramazan’ında başlayan “İslamcılık” tartışmasına katılan bir çok yazarı barındırması açısından gelecek nesillere kaynak olacak bir kitap.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Gazete köşe yazılarından derlendiği için derinliği olmuyor ama boş zaman kitabı olarak göz gezdirilebilir.
Köşe yazıları dahil gazete okumayı çok sevmem. Cemil Meriç’in dediği gibi fazla sorumsuz. Benim gibi düşünenler bile sıkar çoğu zaman. Çünkü istisnalar olsa da itaat etmek zorunda oldukları efendileri vardır hep. Ne kadar haklı olduğumu gördüm. Elbette ağırlığını ve onurunu koruyup yazanlar yok değil. Fakat diğerleri ne kadar çoğunlukta. Hele tartışmanın bir cephesi olan Türköne yi okumak zulümdü. Bir insan bu kadar mı sığ düşünür. Sanki düşünmemişte sen böyle düşünmelisin dedikleri için düşünmeye küsmüş. Boşuna zaman harcamayın. Gidin iki satır İsmail Kara okuyun.
yazarların makaleleri çok faydalı
İslamcılığın ne olduğu, nasıl göründüğü ve nasıl olması gerektiğiyle ilgili islam entellektüellerinin nazarından eleştirel bir yapıt olmuş.bir kitaptan ziyade detaylı bir dergi başlığı gibi geldi bana eser yani sıkmadı.
İslamcılık üzerine entelektüel bir beyin fırtınası. 2012 yılı Ramazan’ında başlayan “İslamcılık” tartışmasına katılan bir çok yazarı barındırması açısından gelecek nesillere kaynak olacak bir kitap.